Osmanlıca » Türkçe |
Yukarı |
AVER |
f. Averden "getirmek" fiilinin emir köküdür, kelime sonuna getirilerek; yapan, eden, olan, veren, götüren gibi
manalara sebeb olur. |
|
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
BAHT-AVER |
f. Talihli, şanslı, bahtlı. |
|
BER-AVER |
f. Yemiş ağacı. |
|
BEŞARET-ÂVER |
Beşaret veren, müjdeci. |
|
CAN-AVER |
Zihayat, canlı, yaşayan. Hayatdar. * Domuz, canavar, hınzır. * Zararlı hayvan. |
|
CENK-ÂVER |
Harpçi, fedakâr. |
|
CÛŞ-AVER |
f. Coşturucu, coşmaya sebep olucu. |
|
DÂD-ÂVER |
f. Doğru, adaletli. |
|
DEMAR-ÂVER |
f. İntikam alan, müntakim. Helâk eden. |
|
DIHK-ÂVER |
f. Güldüren, güldürücü. |
|
DİL-ÂVER |
Gönül alıcı. |
|
DİL-ÂVER |
f. Yiğit. Cesaretli. Yürekli. * Gönül alıcı. |
|
FERAH-AVER |
f. Sevinç getiren, sevindiren, ferah getiren. |
|
FEYZ-AVER |
f. Feyz getiren. Feyiz veren. * Bolluk veren. |
|
GAŞY-ÂVER |
f. Baygınlık veren, bayıltan. |
|
GIBTA-ÂVER |
f. Gıbta ettiren, imrendiren. |
|
HACALET-ÂVER |
f. Utandırıcı. Utanç veren. |
|
HACLET-ÂVER |
f. Utanç verici, utandırıcı. |
|
HADŞE-AVER |
f. Rahatsızlık veren, insanı sıkıntıya koyan. |
|
HATT-AVER |
Sakalları yeni çıkmaya başlayan genç. |
|
HEM-AVER |
f. Efendileri aynı olan köleler. * Arkadaş, refik. |
|
|
|