ÂKIL(E) |
Uyanık. Aklı başında. Tedbirli. Düşüncesi sağlam. Huşyâr. |
|
AKIL-FÜRUŞ |
f. Akıl satan, daha akıllı olduğunu göstermeğe çalışan. |
|
ÂKİL(E) |
(Ekl. den) Ekl eden, yiyen. Yiyici. |
|
ÂKİL-ÜL BEŞER |
İnsan eti yiyen. |
|
ÂKİL-ÜL HEVÂM |
Haşaratla beslenen. |
|
ÂKİL-ÜL KÜLL |
Herşeyi yiyen. |
|
ÂKİL-ÜL LAHM |
Etle beslenen, et yiyici. |
|
ÂKİL-ÜS SEMEK |
Balıkla beslenen. Balık yiyici. |
|
KÂR-I AKIL |
Aklın kabul edeceği iş. Akıllıca iş. |
|
KİRPİK-İ AKIL |
Mc: Akıl gözünün kirpiği. Aklın, hakikatleri anlamasına engel olan şey.(Meşhurdur ki: Îdin hilâline bakardı
cemaat-i kesire. Kimse bir şey görmedi.Zevâli bir ihtiyar yemin etti ki; "Gördüm". Hâlbuki gördüğü kirpiğinin
takavvüs etmiş beyaz bir kılı idi.O kıl oldu onun hilâli. O mukavves kıl nerede? Hilâl olmuş kamer nerede?
Ger anladın şu remzi:Zerrattaki harekât, kirpik-i aklın olmuş birer kıl-ı zulmettar, kör etmiş maddi gözü.Teşkil-i
cümle envâ fâilini göremez, düşer başına dalâl.O hareket nerede? Nazzam-ı kevn nerede? Onu ona vehm
etmek muhal-ender muhal. S.) |
|