İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
terrible |
{'terəbəl}
- {A} korkunç, berbat, çok kötü, müthiş
|
|
|
terrible |
(s.) korkunç, korkulacak, dehşetli; (k.dili) aşırı, çok, pek. terribly (z.) müthiş bir şekilde; aşırı derecede, çok. |
|
terrible |
s. 1. korkunç: The side effects of this drug are terrible. Bu ilacın yan etkileri korkunç. 2. çok kötü; berbat: He´s got a terrible cough. Çok kötü öksürüyor. His poems are terrible. Şiirleri berbat. What terrible weather! Ne berbat bir hava! The food was terrible. Yemekler berbattı. |
|
terrible |
ter.ri.ble
ter'ıbıl
Sıfat
* korkunç.
* çok kötü; berbat. |
|
terrible |
korkunç, korkulacak, dehşetli; (k. dili) aşırı, ço |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
enfant terrible |
Fr. yaramaz çocuk, soru veya sözleriyle büyükleri güç durumda bırakan çocuk. |
|
enfant terrible |
(Fr.) yaramaz çocuk, soru veya sözleriyle büyükler |
|
enfant terrible |
yaramaz çocuk |
|
|
|