İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
sway |
{sweı}
- {N} sallanma, dalgalanma, etki, tesir, idare, hükmetme, egemenlik
- {V} sallanmak, sarsılmak, eğmek, hüküm sürmek, eğilimi olmak, meyilli olmak, aklını çelmek, saptırmak, etkilemek, etki etmek, üzerinde etkisi olmak, yönlendirmek, hükmetmek
|
|
|
sway |
f. 1. (dik duran bir şey/biri) (bir yandan öbür yana) sallanmak; sallamak: She was swaying to the music. Kendini müziğin etkisine bırakarak sallanıyordu. The wind was swaying the palms. Rüzgâr palmiyeleri sallıyordu. 2. (birini) etkileyerek yönlendirmek; (birini) (bir karara) yöneltmek: In the end it was Alev´s greed for money that swayed Sungur. Eninde sonunda Sungur´un kararını belirleyen şey Alev´in para hırsıydı. Can he be swayed by a pretty face? Güzel bir çehre onu bir karara yöneltebilir mi?
i. 1. sallanma. 2. nüfuz. 3. egemenlik, hâkimiyet, hükümranlık. |
|
sway |
f.
i. sallamak; eğmek, meylettirmek; etkilemek, tesir etmek; idare etmek, istediği tarafa yöneltmek; den. bedenin ağırlığını vererek hisa etmek; eğilmek, meyletmek; taraftar olmak; dönüp gitmek; iki yana veya ileri geri sallanmak; hakim olmak, hükmetmek;
i. hüküm, idare, emir; dalgalanma, sallanma; etki, tesir; ağırlık. sway-backed
s. çökük sırtlı (at). |
|
sway |
sway
swey
Fiil
* (dik duran bir şey, biri) (bir yandan öbür yana) sallanmak; sallamak.
* (birini) etkileyerek yönlendirmek; (birini) (bir karara) yöneltmek:
In the end it was Emine's greed for money that swayed İsmet.
Eninde sonunda İsmet'in kararını belirleyen şey Emine'nin para hırsıydı..
İsim
* sallanma.
* nüfuz.
* egemenlik, hâkimiyet, hükümranlık. |
|
sway |
sallamak; eğmek, meylettirmek; etkilemek, tesir et |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
hold sway over |
- {V} hakim olmak, üzerinde etkili olmak
|
|
under the sway of |
- {ADV} etkisi altında, etkisinde
|
|
sway up |
|
|
be under the sway of |
1. -in nüfuzu altında olmak. 2. -in egemenliği altında olmak. |
|
hold sway |
egemen olmak. |
|
be under the sway of |
* - in nüfuzu altında olmak.
* -in egemenliği altında olmak. |
|
hold sway |
* egemen olmak. |
|
hold sway over |
hakim olmak, üzerinde etkili olmak |
f. |
sway up |
hizaya getirmek |
f. |
under the sway of |
etkisi altında, etkisinde |
zf. |
|
|