İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
peak |
{pi:k}
- {A} zirve, uç, tepe, en yoğun olan
- {N} zirve, doruk, tepe, şapka siperi, tepe noktası, en yoğun olduğu durum
- {V} zayıflamak, doruğa ulaşmak
|
|
|
peak |
i. 1. tepe, doruk, zirve. 2. (kaskette) siper, siperlik. |
|
peak |
i. sivri tepe, dağ zirvesi, zirve; can alacak nokta, en mühim nokta, en başarılı zaman; den. gizin cundası, yelkenin çördek yakası; den. demirin tırnak ucu. peak load elek. en fazla tahmil miktarı. peaky
s. sivri tepeli. |
|
peak |
f. eriyip zayıflamak. |
|
peak |
f. den. sırığın ucunu serene yaklaşacak vaziyette dik durdurmak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
off-peak |
{,ɒf'pi:k}
- {N} zayıf şarj
- {A} talebin az olduğu, indirimli (talep azlığından)
|
|
off-peak charges |
|
|
off-peak hours |
- {N} talebin az olduğu saatler
|
|
off-peak tariff |
|
|
reach the peak |
|
|
peak of traffic |
- {N} trafiğin en yoğun olduğu durum
|
|
peak season |
|
|
peak time |
- {N} en yoğun zaman, en işlek saatler
|
|
amplitude peak |
genlik doruğu |
|
amplitude peak |
genlik doruğu |
|
audiofrequency peak limiter |
ses frekansı tepe sınırlayıcı |
|
peak detector |
tepe sezicisi |
|
peak envelope power |
zarfın tepe gücü |
|
peak excursion |
tepeden tepeye gezinim |
|
peak factor |
tepe faktörü |
|
peak factor |
doruk katsayısı |
|
peak limiter |
tepe sınırlayıcı |
|
peak limiter |
dinamik sınırlayıcı |
|
peak load |
en büyük yük. |
|
peak load |
doruk yük |
|
|
|