burner |
{'bɜ:rnər}
- {N} yakıcı, brülör, gaz memesi
|
|
charcoal burner |
{'tʃɑ:rkəʋl,bɜ:rnər}
- {N} kömür yakıcı, kömürcü
|
|
gas burner |
{gæs'bɜ:rnər}
|
|
incense |
{'ınsens}
- {N} tütsü, buhur, tütsü kokusu, yağlama, pohpohlama
- {V} kızdırmak, sinirlendirmek, çileden çıkarmak, tütsü yakmak, tütsülemek, yağlamak, pohpohlamak
|
|
oil burner |
{ɔıl'bɜ:rnər}
- {N} yakıt brülörü, yağ brülörü, hurda araba
|
|
pilot burner |
- {N} pilot alev, kılavuz bek
|
|
acetylene burner |
asetilen beki |
|
bunsen burner |
Bunsen gaz lambası, Bunsen alevi. Bunsen cell Bunsen pili. |
|
burner |
i. brülör. |
|
burner |
i. yakıcı şey, yakan kimse; gaz memesi, bek. |
|
incense |
i. günlük, buhur, tütsü. |
|
incense |
f. kızdırmak, öfkelendirmek. |
|
incense |
f. kızdırmak, öfkelendirmek, darıltmak. |
|
incense |
f.
i. tütsülemek, buhur yakmak;
i. günlük, buhur, tütsü; herhangi güzel bir koku. |
|
pilot burner |
ateşleme brülörü. |
|
put s.t. on the back burner |
k. dili bir şeyi şimdilik askıya almak. |
|
burner |
burn.er
bır'nır
İsim
* brülör. |
|
incense |
in.cense
în'sens
İsim
* günlük, buhur, tütsü. |
|
incense |
in.cense
însens'
Fiil
* kızdırmak, öfkelendirmek. |
|
put something on the back burner |
Konuşma dili
* bir şeyi şimdilik askıya almak. |
|