• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
swing Dinle! {swıŋ}
  • {N} sallama, sallanma, salınma, salınım, ritim, tempo, ritm, sving, salıncak, esneklik, hareket alanı, dönme, dönüş, yön değiştirme, sapma
  • {V} savurmak, yumruk savurmak, fırlatmak, sallamak, sallandırmak, sarkıtmak, asmak, çark etmek, döndürmek, salınmak, başarmak, becermek, etkileyerek kandırmak, sapmak, dönmek, sallanmak, asılmak, asılarak idam edilmek
swing f. (swung)

i. sallanmak, salıncakta sallanmak; eksen veya reze üzerinde dönmek; salınarak ilerlemek (asker yürüyüşü); k.dili. asılmak darağacına asılmak; sık sık up ile sallandırmak asmak: salıncakta sallamak; k.dili. idare etmek, işletmek; becermek; (argo) eslerini paylaşmak (çiftler);

i. sallanış, sallandırma; rakkasın sallama mesafesi; şiirde hareket veya canlılık; hareket serbestisi; hareket sahası; devre; salıncak; salıncak gibi olan şey; vakitle dönen değişim; bir çeşit dans, sving. swing back eski yerine dönmek. swing bridge bir eksen üzerinde açılıp kapanabilen köprü. swing door, swinging door iki tarafa açılır kapanır kapı. swing music sving müziği. swing plow tekerleksiz saban. swing shift A.B.D. fabrikada gece vardiyası (saat 16dan gece yarısına kadar). goes with a swing salınarak gider, tempoya uyarak yürür. He shall swing for it Bu işin sonunda darağacına gidecek . in full swing tam faaliyette, en canlı ve hareketli durumunda. The door swings to Kapı kendiliğinden kapanır. swingingly

z. sallanarak.
swing f. (swung)
1. (sarkaç gibi) sallanmak; sallamak: The lamp was swinging in the wind. Lamba rüzgârda sallanıyordu. She was swinging in the hammock. Hamakta sallanıyordu. Swing her in the swing. Onu salıncakta salla. He swung his arms as he walked. Yürürken kollarını sallıyordu.
2. (bir yöne) çevirivermek: He swung his gun towards me. Tüfeğini bana doğru çeviriverdi.
3. asmak: They swung the hammock between two oaks. Hamağı iki meşe arasına astılar.
4. (beysbol veya golf sopası, tenis raketi, orak v.b.´ni) sallamak; (baltayı) indirmek; (sopayı/bastonu) savurmak.
5. k. dili (bir şeyin) sonucunu tayin etmek.
6. k. dili başarmak, becermek: Can you swing a new car on your present salary? Şimdiki maaşınla yeni bir araba satın alabilir misin?
7. around dönüvermek: He swung around and found himself face to face with his oppressor. Dönüverince karşısında kendisine zorbalık edeni buldu. The car swung around the corner. Araba köşeyi dönüverdi.
8. (geniş bir yay çizerek) (bir yöne doğru) dönmek: At that point the army swung north. Orada ordu kuzeye doğru dönmeye başladı.
9. (bir şeye tutunarak) (bir yerden) (başka bir yere) atlamak/sıçramak: Tarzan was swinging on vines from one tree to the other. Tarzan sarmaşıklara tutunarak ağaçtan ağaca atlıyordu. He swung himself into the saddle. Hafif bir sıçrayışla ata bindi. He swung himself down from the wall. Ellerinin yardımıyla duvarın üstünden indi.
10. (bir durumdan) (başka bir duruma) geçivermek: She swung from pessimism to optimism. Kötümserlikten iyimserliğe geçiverdi.
11. salına salına yürümek/gitmek.
12. at k. dili (birine) yumruk savurmak: He swung at me. Yumruğunu bana doğru savurdu.
13. (kapı, köprü v.b.) (bir eksen üzerinde) dönmek; -i döndürmek: She was swinging on the gate. Kapının üzerinde bir ileri bir geri sallanıyordu. The door swung to. Kapı kendiliğinden kapandı.
14. k. dili asılarak idam edilmek, asılmak: You´ll swing for this. Bunun için seni sallandırırlar.

i.
1. (beysbol sopası, tenis raketi, orak v.b.´ni) sallama, sallayış; (baltayı) indirme, indiriş; (sopayı/bastonu/yumruğu) savurma, savuruş.
2. (sarkaç gibi) sallanma, sallanış; sallama, sallayış.
3. (bir durumdan) (başka bir duruma) geçiverme.
4. salıncak.
swing swing swîng Fiil [D] swung * (sarkaç gibi) sallanmak; sallamak. * (bir yöne) çevirivermek. * asmak. * (beysbol veya golf sopası, tenis raketi, orak v.b.'ni) sallamak; (baltayı) indirmek; (sopayı, bastonu) savurmak. * (oyları/seçimin sonucunu) tayin etmek. * başarmak, becermek: Can you swing a new car on your present salary? Şimdiki maaşınla yeni bir araba satın alabilir misin? * {around} dönüvermek. * (geniş bir yay çizerek) (bir yöne doğru) dönmek. * (bir şeye tutunarak) (bir yerden) (başka bir yere) atlamak/sıçramak. * (bir durumdan) (başka bir duruma) geçivermek. * salına salına yürümek/gitmek. * {at} (birine) yumruk savurmak. * (kapı, köprü v.b.) (bir eksen üzerinde) dönmek; -i döndürmek: She was swinging on the gate. Kapının üzerinde bir ileri bir geri sallanıyordu. The door swung to. Kapı kendiliğinden kapandı. İsim * (beysbol sopası, tenis raketi, orak v.b.'ni) sallama, sallayış; (baltayı) indirme, indiriş; (sopayı, bastonu, yumruğu) savurma, savuruş. * (sarkaç gibi) sallanma, sallanış; sallama, sallayış. * (bir durumdan) (başka bir duruma) geçiverme. * salıncak.
swing (swung) sallanmak, salıncakta sallanmak; eksen ve

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
not room to swing a cat
  • {ID} avuç içi kadar yer
swing door {,swıŋ'dɔ:r}
  • {N} kapı: kanatlı kapı
swing!
  • {INTRJ} çabuk ol!, defol!, hızlan!, yaylan!
be in the swing
  • {V} modaya uymak
free swing
  • {N} hareket özgürlüğü, hareket serbestliği
give full swing to
  • {V} engellememek, sınırlamamak
go with a swing
  • {V} salınarak gitmek, yolunda gitmek, tıkırında olmak
in full swing
  • {ADV} tam faaliyette, en civcivli zamanında
swing bridge {,swıŋ'brıdʒ}
  • {N} kanatlı köprü, açılır kapanır köprü
swing credit
  • {N} esnek süreli kredi
swing it!
  • {INTRJ} çabuk ol!, defol!, hızlan!, yaylan!
swing one's arms
  • {V} kollarını sallamak
swing open
  • {V} kendiliğinden açılmak (kapı vb.)
swing-out
  • {A} menteşeli
swing seat
  • {N} katlanan koltuk, açılır kapanır koltuk
swing shift
  • {N} gece mesaisi, dört ile gece oniki arası mesai
swing smth. about
  • {V} sağa sola sallamak
swing the lead
  • {V} kaytarmak
take a swing
  • {V} sallanmak
be in full swing k. dili (bir şey) en hareketli zamanında olmak, hızını almak; yoluna girmek.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
swing dansı yapmak
  • {V} jitterbug
swing delisi
  • {N} jitterbug
swing müziği hastası
  • {N} hepcat
v.deli gibi swing dansı yap:n.swing müziği delisi jitterbug
swing dansı yapmak jitterbug v.
swing delisi jitterbug n.
swing müziği hastası hepcat n.