İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
misery |
{'mızərı}
- {N} sefalet, yoksulluk, acı, ızdırap, hınzır
|
|
|
misery |
i. 1. çok acı bir durum, çok kötü bir durum, perişanlık. 2. sefalet. 3. İng. hep şikâyet eden kimse. |
|
misery |
i. dert, ıstırap, acı; sefalet; bedbahtlık; leh. eziyet. |
|
misery |
mis.er.y
mîz'ıri, mîz'ri
İsim
* çok acı bir durum, çok kötü bir durum, perişanlık.
* sefalet.
British
* hep şikâyet eden kimse. |
|
misery |
dert, ıstırap, acı; sefalet; bedbahtlık; (leh.) ez |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
educational misery |
|
|
put smth. out of it's misery |
- {V} öldürüp eziyetten kurtarmak
|
|
put an animal out of its misery |
hayvanı öldürerek acılarına son vermek. |
|
put s.o. out of his/her misery |
1. birini öldürerek acılarına son vermek. 2. birinin çaresine bakmak, birini öldürmek. 3. birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak. |
|
put an animal out of its misery |
* hayvanı öldürerek acılarına son vermek. |
|
put someone out of her misery |
* birini öldürerek acılarına son vermek.
* birinin çaresine bakmak, birini öldürmek.
* birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak. |
|
put someone out of his misery |
* birini öldürerek acılarına son vermek.
* birinin çaresine bakmak, birini öldürmek.
* birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak. |
|
educational misery |
eğitim boşluğu |
i. |
put smth. out of it's misery |
öldürüp eziyetten kurtarmak |
f. |
|
|