Türkçe » İngilizce |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
selam |
- {N} greeting, salutation, salute, salaam
|
|
|
selam |
1. greeting, salutation, hello. 2. mil. salute. 3. colloq. Hello!/Hi!
selamını almak /ın/ to return (someone´s) greeting, greet (someone) in return; to say hello to (someone) in return.
selam dur! mil. Present arms!
selama durmak to rise respectfully, stand up respectfully (in someone´s presence, as someone passes).
selamını esirgemek /dan/ to refuse to greet (someone); to refuse to say hello to (someone).
selam etmek/göndermek /a/ to send (someone) one´s regards, say hello to.
selamı sabahı kesmek /la/ to break off relations with (someone), stop speaking to (someone).
selam söylemek /a, dan/ to give (someone) (one´s) regards, send (one´s) regards to (someone), say hello to: Ona benden selam söyle. Give him my regards. Ali sana selam söyledi. Ali sends you his regards./Ali says hello.
selam vermek 1. /a/ to greet (someone). 2. to turn one´s head to the right and to the left at the end of the namaz.
selam verip borçlu çıkmak to throw out a proposal and then get saddled with the job of carrying it out; to open one´s mouth and thus get landed with a job. |
|
selam |
* greeting, salutation, hello.
askeri
* salute.
konuşma dili
* Hello!/Hi! |
|
selam |
salutation |
|
selam |
greeting |
|
|
Türkçe » Almanca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
selam |
- {N} Bückling (M), Empfehlung (F), Gruß (M), Heil (N), Salut (M)
|
|
selam |
Begrüßung [die], Gruß [der] |
|
selam |
r Gruss. |
|
selam |
Gruß |
m |
selam |
Grüße |
pl |
|
Osmanlıca » Türkçe |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
SELAM |
Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma. * Allah'ın
(C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük
küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki
aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu"
diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır.
İki cemaat birbiri ile karşılaşırsa; onlardan birisinin selâm vermesi sünnet-i kifaye, selâm alacak taraftan
birisinin selâm alması farz-ı kifayedir. |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|