• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     
Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} doğru, dürüst, haklı, gerçek, en uygun, sağlıklı, sağ, düzenli, düz, dik (açı), dik açılı, yasal (mirasçı)
  • {ADV} doğru, düzgün, yolunda, sağa, sağda, sağdan, dosdoğru, doğrudan doğruya, tam olarak, tam, gayet, cidden
  • {N} doğruluk, gerçek, hak, düzen, sağ, sağ taraf
  • {V} düzeltmek
right s.
1. (ahlakça) doğru: Do what´s right! Doğru olanı yap!
2. doğru, yanlış olmayan: What you said is right. Dediğiniz doğru. That´s not the right answer. O cevap doğru değil.
3. haklı: You´re right. Haklısın.
4. uygun; istenildiği gibi olan: He´s not the right man for this job. O, bu işin adamı değil. It´s still not right; move it a little to the left. Hâlâ olmadı; biraz sola kaydır.
5. sağ: on the right side of the road yolun sağ tarafında.
6. geom. dik.
7. İng., k. dili tam bir (Bazen alaylı bir şekilde kullanılır.): A right friend you are! Ne biçim arkadaşsın sen!

z.
1. sağa, sağa doğru: Turn right on the next street. Sağdan bir sonraki sokağa sap.
2. doğru, doğru olarak: You guessed right. Doğru tahmin ettin. Are we going right? Doğru yolda mıyız?
3. tam: right in the middle tam ortada. Go right to the end of the road. Yolun tam sonuna kadar gidin.
4. (ahlakça) doğru: Don´t worry; you did right. Onu dert etme; doğru yaptın.
5. doğru, doğruca, dosdoğru: She went right home. Doğru evine gitti.
6. doğru; düzgün; uygun bir şekilde: Tie it right! Onu doğru dürüst bağla!
7. hemen: I´ll be right back. Hemen dönerim./Hemen gelirim. We left right after breakfast. Kahvaltıdan hemen sonra çıktık. The clerk said to the customer, “I´ll be right with you.” Tezgâhtar müşteriye “Size hemen bakarım,” dedi.
8. tamamen, tamamıyla, büsbütün: The apple was rotten right through. Elma tamamen çürüktü.

i.
1. (ahlakça) doğru olan şey: He´s old enough to know the difference between right and wrong. Doğru ile yanlışı ayırt edebilecek bir yaşta.
2. doğruluk, doğru olma, yanlış olmama.
3. hak: He has a right to vote. Oy kullanma hakkı var. legal right yasal hak.
4. yetki: She has the right to hire and to fire. İşe alma ve işten çıkarma yetkisi var.

f. düzeltmek, doğrultmak; düzelmek, doğrulmak.
right s.

z.

i.

f. doğru, düz: doğrulu, dik: haklı, âdil, insaflı: uygun, münasip: doğru, gerçek, gerçeğe uygun, durüst; iyi, sağlam; sağ (taraf); z .doğru, adaletli olarak, adalete uygun şekilde; dosdoğru; doğruca; pek, çok;

i. hak; adalete uygunluk; hakikat; doğruluk, dürüstlük; sağ taraf; yetki; pol. sağ kanat;

f. hakkını yerine getirmek; doğ- rultmak; tashih etmek, düzeltmek; doğrulmak. Right ! Hakllsınız ! Doğrudur right along boyuna, bütün vakit. right angle dik açı. right away hemen, derhal. right ascension astr. bir yıldızın ilkbahar gün-tün eşitlik noktasından doğuya doğru açısal uzaklığı, matla-i üstüval. right cylinder mat. dik silindir. Right face ! ask. Sağa dön! right of action dava hakkı. right of assembly toplanma hakkı. right of asylum iltica hakkı. right off hemen, derhal. right of search huk. arama hakkı. right of way huk. geçiş hakkı; önden geçme hakkı; demiryolunun geçtiği arazi; kabloların döşendiği arazi parçası; yol geçen arazi parçası. Right on (argo) Tam isabet Devam et. righttowork law (A.B.D. ) sendika dışı işçi çalıştırma hakkı veren kanun. right trianglegeom dik üçgen .right whale balina, zool. Balaena mysticetus. right wing sağ kanat, sağcılar. a legal right kanuni hak. by right of hak veya yetkisiyle. by right hakkı olarak, hakka bakılırsa. Declaration of Human Rights İnsan Hakları Beyannamesi. have a good right çok hakkı olmak, tamamıyle haklı olmak. on the right side doğru tarafta, doğru yüzünde. womens rights kadın hakları.
right s.
1. (ahlakça) doğru: Do what´s right! Doğru olanı yap!
2. doğru, yanlış olmayan: What you said is right. Dediğiniz doğru. That´s not the right answer. O cevap doğru değil.
3. haklı: You´re right. Haklısın.
4. uygun; istenildiği gibi olan: He´s not the right man for this job. O, bu işin adamı değil. It´s still not right; move it a little to the left. Hâlâ olmadı; biraz sola kaydır.
5. sağ: on the right side of the road yolun sağ tarafında.
6. geom. dik.
7. İng., k. dili tam bir (Bazen alaylı bir şekilde kullanılır.): A right friend you are! Ne biçim arkadaşsın sen!

z.
1. sağa, sağa doğru: Turn right on the next street. Sağdan bir sonraki sokağa sap.
2. doğru, doğru olarak: You guessed right. Doğru tahmin ettin. Are we going right? Doğru yolda mıyız?
3. tam: right in the middle tam ortada. Go right to the end of the road. Yolun tam sonuna kadar gidin.
4. (ahlakça) doğru: Don´t worry; you did right. Onu dert etme; doğru yaptın.
5. doğru, doğruca, dosdoğru: She went right home. Doğru evine gitti.
6. doğru; düzgün; uygun bir şekilde: Tie it right! Onu doğru dürüst bağla!
7. hemen: I´ll be right back. Hemen dönerim./Hemen gelirim. We left right after breakfast. Kahvaltıdan hemen sonra çıktık. The clerk said to the customer, “I´ll be right with you.” Tezgâhtar müşteriye “Size hemen bakarım,” dedi.
8. tamamen, tamamıyla, büsbütün: The apple was rotten right through. Elma tamamen çürüktü.

i.
1. (ahlakça) doğru olan şey: He´s old enough to know the difference between right and wrong. Doğru ile yanlışı ayırt edebilecek bir yaşta.
2. doğruluk, doğru olma, yanlış olmama.
3. hak: He has a right to vote. Oy kullanma hakkı var. legal right yasal hak.
4. yetki: She has the right to hire and to fire. İşe alma ve işten çıkarma yetkisi var.

f. düzeltmek, doğrultmak; düzelmek, doğrulmak.
right s.

z.

i.

f. doğru, düz: doğrulu, dik: haklı, âdil, insaflı: uygun, münasip: doğru, gerçek, gerçeğe uygun, durüst; iyi, sağlam; sağ (taraf); z .doğru, adaletli olarak, adalete uygun şekilde; dosdoğru; doğruca; pek, çok;

i. hak; adalete uygunluk; hakikat; doğruluk, dürüstlük; sağ taraf; yetki; pol. sağ kanat;

f. hakkını yerine getirmek; doğ- rultmak; tashih etmek, düzeltmek; doğrulmak. Right ! Hakllsınız ! Doğrudur right along boyuna, bütün vakit. right angle dik açı. right away hemen, derhal. right ascension astr. bir yıldızın ilkbahar gün-tün eşitlik noktasından doğuya doğru açısal uzaklığı, matla-i üstüval. right cylinder mat. dik silindir. Right face ! ask. Sağa dön! right of action dava hakkı. right of assembly toplanma hakkı. right of asylum iltica hakkı. right off hemen, derhal. right of search huk. arama hakkı. right of way huk. geçiş hakkı; önden geçme hakkı; demiryolunun geçtiği arazi; kabloların döşendiği arazi parçası; yol geçen arazi parçası. Right on (argo) Tam isabet Devam et. righttowork law (A.B.D. ) sendika dışı işçi çalıştırma hakkı veren kanun. right trianglegeom dik üçgen .right whale balina, zool. Balaena mysticetus. right wing sağ kanat, sağcılar. a legal right kanuni hak. by right of hak veya yetkisiyle. by right hakkı olarak, hakka bakılırsa. Declaration of Human Rights İnsan Hakları Beyannamesi. have a good right çok hakkı olmak, tamamıyle haklı olmak. on the right side doğru tarafta, doğru yüzünde. womens rights kadın hakları.

İngilizce » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Right Dinle!
Straight; direct; not crooked; as, a right line.
a.
Right Dinle!
Upright; erect from a base; having an upright axis; not oblique; as, right ascension; a right pyramid or cone.
a.
Right Dinle!
Conformed to the constitution of man and the will of God, or to justice and equity; not deviating from the true and just; according with truth and duty; just; true.
a.
Right Dinle!
Fit; suitable; proper; correct; becoming; as, the right man in the right place; the right way from London to Oxford.
a.
Right Dinle!
Characterized by reality or genuineness; real; actual; not spurious.
a.

İngilizce » İspanyolca İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} acertado, ajustado, diestro, justificado, justo, derecho, equitativo, debido, indicado, apropiado, exacto, razonable, correcto, verdadero, favorable, que hace falta, razón: que tiene razón, cuerdo, bueno, recto
  • {ADV} derecho, directamente, completamente, exactamente, bien, correctamente, derecha: a la derecha
  • {N} derecho (M), justicia (F), bien (M), título (M), privilegio (M), propiedad (F), derecha [aut.] (F)
  • {V} enderezar, corregir, rectificar

İngilizce » Fransızca İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} juste, équitable, conforme à la morale, bien, principal, exacte, vrai, bon, meilleur, droit
  • {ADV} tout droit, directement, correctement, droite: à droite
  • {N} bien (M), vrai (M), droit (M), droite (F)
  • {V}

İngilizce » Rusça İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} правый, уместный, справедливый, верный, правильный, надлежащий, подходящий, здоровый, состояние: в хорошем состоянии, исправный, прямой, лицевой, реакционный
  • {ADV} справедливо, прямо, надлежащий: надлежащим образом, верно, правильно, должный: должным образом, точно, полностью, раз: как раз, сразу же, тут же, непосредственно, совершенно, очень, направо
  • {N} правильность (F)

İngilizce » Almanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} richtig, recht, geeignet
  • {ADV} direkt, genau, richtig, gerade, gleich, rechts, sehr
  • {N} Recht (N), Berechtigung (F), Anrecht (N), Anspruch (M), Rechte (F), Reservat (N)

İngilizce » İtalyanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} retto, onesto, giusto, adatto, esatto, appropriato, conveniente, opportuno, corretto, ragione, lecito, sano, bene: che sta bene, destro
  • {ADV} dritto, immediatamente, subito, direttamente, esattamente, giustamente, completamente, tutto: del tutto, bene, destra: a destra
  • {N} bene (M), ragione (F), diritto (M), destro (M), destra (F), posto (M)
  • {V} ristabilire, raddrizzare, riparare

İngilizce » Çince (Simpl.) İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} 不错, 右方的, 然, 顒, 直的, 当, 是, 有方, 在理, 对, 韪, 合理的, 合适的
  • {ADV} 向右, 直接, 直接地
  • {N} 右, 正义, 权, 权利, 右边
  • {V} 拨正, 纠正

İngilizce » Çince (Trad.) İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} 直的, 不錯, 顒, 右方的, 然, 有方, 是, 在理, 當, 對, 韙, 合理的, 合適的
  • {ADV} 嚮右, 直接, 直接地
  • {N} 正義, 右, 權, 權利, 右邊
  • {V}

İngilizce » Arapça İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} حقيقي, مناسب, عادل, منصف, معافى, قويم, أساسي, مضبوط, أفضل, صحيح, سليم, تمام, مستقيم, سوي, يميني, أيمن, مصيب على صواب, ملائم
  • {ADV} على طول, تماما, صحيحا, الي اليمين, على نحو صائب
  • {N} حق, يمين, صواب, اليد اليمنى, ضربة باليد اليمنى, عدل, اليمين
  • {V} عدل, صحح, نظم, أصلح, عرف كل التفاصيل, أنصف

İngilizce » Portekizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} direito, direita: à direita, recto [PT], reto, vertical, correcto [PT], correto, honesto, adequado, conveniente, genuíno, sadio, direto, directo [PT], satisfatório, justo, externo
  • {ADV} correctamente [PT], corretamente, exatamente, justamente, direita: para a direita, honradamente, totalmente, diretamente, extremamente, imediatamente
  • {N} direito (M), razão (F), equidade (F), justiça, autoridade (F), prerrogativa (F), privilégio (M), reivindicação (F)
  • {V} endireitar, corrigir, fazer justiça a, retificar, rectificar [PT], regularizar, defender, emendar, reabilitar, reparar

İngilizce » Yunanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
right Dinle! {raıt}
  • {A} δίκαιος, σωστός, κατάλληλος, δεξιός
  • {ADV} ορθώς, κατ' ευθείαν, ίσια
  • {N} δίκιο, καλό, δικαίωμα
  • {V} επανορθώ, δικαιώ

Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)