• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
ZEVK Lezzet alma, hoşa gitme, tatma. * Hoş, hoşa giden. Mânevi haz. * Boş vakit geçirmek. Eğlenmek. * Alay etmek. Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti.(Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz... S.)

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
EHL-İ ZEVK Zevklenenler, lezzet alanlar. * Tas: Cenab-ı Hakk'a yakınlıkla, kurbiyetle veya uyanık kalble iman ve Kur'an hakikatlarından zevk alanlar.
ZEVK-ÂLUD f. Zevkli, zevk karışık.
ZEVK-BAHŞ f. Zevk veren, eğlendiren, neşelendiren. * Meşhur bir cins lâle.
ZEVK-CÛ (C. : Zevkcuyân) f. Zevkine düşkün. Zevk arıyan.
ZEVK-İ SELİM En temiz, nezih ve en yüksek derecedeki zevk. Selâmette olan zevk. Meşru dairedeki zevk. * Sezme kabiliyeti.
ZEVK-YÂB f. Lezzet alan, zevklenen.