Osmanlıca » Türkçe |
Yukarı |
KALEM |
(C.: Aklâm) Kamış. Yazı için ucu inceltilen bir nevi ince ve sert kamış. * Yazı yazmak için kullanılan her türlü
âlet. * İfâde. Üslub. * Mâden, taş ve tahta üzerinde oymak için ucu sivri çelik âlet. * İnce boya, fırçası. * Yazı
enva'ı. * Resim. Nakış. * Resmi dâirelerde kâtiplerin çalıştıkları oda. * Ağacı aşılamak için kullanılan ucu
kalem gibi yontulmuş ince çöp. * Çiçek ve sâir hastalıklara karşı kullanılan aşıyı hâvi ufak şişe. * Ok. |
|
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
ASHÂB-I KALEM |
Kalem ashabı. Memurlar. |
|
CEFFE-L KALEM |
Düşünmeksizin, birden, hemen. * Kalemin yazısı kurumuş, silinmez. * Kat'i olan şey. |
|
HEFT-KALEM |
Yedi çeşit yazı. Tâlik, sülüs, tevki, muhfak, reyhanî, rik'a ve nesih. |
|
KALEM SURESİ |
Kur'an-ı Kerim'in 68. suresinin ismidir. Mekkîdir. |
|
REŞAHAT-İ KALEM |
Kalem sızıntısı, kalemden dökülen fikirler, yazılar. |
|
SEHV-İ KALEM |
Yanlış yazılış, kalem yanlışı. |
|
|
|