toprak >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

toprak	{A} earthen, fictile, earthenware, terraneous {N} soil, earth, ground, clay, land, country, territory, glebe, terra firma {PREF} ground-

toprak	1. earth, soil; dirt. 2. land. 3. elec. ground, Brit. earth. 4. earthen, earthenware, made of clay. 5. unpaved, dirt (road). 6. slang heroin, skag. __ına ağır gelmesin. I don´t like to speak ill of the dead, but ... (said when one is about to say something uncomplimentary about a dead person). __ aşınması geol. soil erosion. __ atmak to move earth. __a bakmak to be nearing death, be at death´s door, have one foot in the grave. __ı bol olsun. May he rest in peace (said of a non-Muslim). __ çekmek to haul earth (from one place to another). __ı çekmek /ı, ın/ for the earth (of a place not one´s home) to call (one) to it (said of someone who has died and been buried in a place he was only visiting temporarily). __ doyursun gözünü. Nothing on earth can satisfy you!/Your greed is insatiable! __a düşmek (for a dead person) to be buried. __a girmek to be dead and buried. __ işi earthenware. __ kayması landslide, slump. T __ Mahsulleri Ofisi the Agricultural Products Bureau (a government agency). __ makinesi earthmover. __ reformu land reform. __ rengi 1. earth color. 2. earth-colored. __ sahibi landowner. __a verilmek to be buried. __a vermek /ı/ to bury (a dead person).
toprak	* earth, soil; dirt. * land. elektrik * ground, _British_ earth. * earthen, earthenware, made of clay. * unpaved, dirt (road).
toprak	terra firma
toprak	earth

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

bereketli toprak	{N} loam
bir bel boyu derinlik (toprak)	{N} spit
sarı toprak boyası	{N} ocher: yellow ocher
buzlu toprak	{N} ground frost
cilasız toprak kap	{N} biscuit ware
çatal batırmak (toprak)	{V} prong
çatal saplamak (toprak)	{V} prong
çiftçilere toprak dağıtma taraftarı	{N} agrarian
çiğnenerek topak topak olmak (toprak)	{V} poach
deniz seviyesinin altında ekime elverişli toprak	{N} polder
ekilmemiş toprak	{N} wasteland, waste, virgin soil
geyiklerin yaladığı tuzlu toprak	{N} deer lick
gübreli toprak	{N} terramara, mold, mould
humuslu toprak	{N} mold, mould
işlemek (toprak)	{V} tame, till
işlenebilir toprak	{N} arable, arable land, ploughland, plowland
işlenemez (toprak)	{A} unbreakable
işlenmemiş (toprak)	{A} undeveloped
işlenmiş toprak	{N} tilth, tillage
kabarık çizgi (toprak, deniz)	{N} ridge