Türkçe » İngilizce |
Yukarı |
tavuk |
|
|
|
tavuk |
1. hen, (female) chicken. 2. chicken.
__ gibi erken yatmak to go to bed with the chickens, go to bed very early.
__ götü tövbe tutmaz. proverb, vulg. A weak-willed person may vow not to do something, but he won´t keep to his vow for long.
__ kaza bakmış da kıçını yırtmış. colloq. Trying to keep up with the Joneses when you´re not as rich as the Joneses will only land you in trouble.
__ kümesi chicken coop; (small) chicken house or henhouse.
__ suyu chicken broth. |
|
tavuk |
* hen, (female) chicken.
* chicken. |
|
tavuk |
biddy |
|
tavuk |
chicken |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
anaç tavuk |
|
|
but (tavuk) |
|
|
tavuk çorbası |
|
|
dilaltı hastalığı (tavuk) |
|
|
gurklamak (tavuk) |
|
|
gurklama (tavuk) |
|
|
hemen kesilip kızartılan tavuk |
|
|
kaz gelecek yerden tavuk esirgememek |
- {ID} sprat: throw a sprat to catch a whale, sprat: throw a sprat to catch a mackarel
|
|
kesip hemen kızartmak (tavuk) |
|
|
kuluçkaya yatan tavuk |
|
|
kuluçkaya yatmış tavuk |
|
|
paçalı tavuk |
|
|
sakatat (tavuk) |
|
|
benekli kırmızı tavuk |
|
|
bir tür tavuk |
|
|
cork tavuk |
|
|
kuluçka tavuk |
|
|
tavuk böreği |
|
|
tavuk çiftliği |
- {N} poultry yard, poultry farm
|
|
tavuk difterisi |
|
|
|
|