İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
stitch |
{stıtʃ}
- {N} dikiş, ilmik, ilmek, giyecek, sancı, bıçak gibi saplanan acı
- {V} dikiş yapmak, dikişle süslemek, ciltlemek
|
|
|
stitch |
i.
f. dikiş, iğnenin bir kere geçmesi; örgüde ilmik; dikiş çeşidi; k.dili. elbise, giyecek; k.dili. en küçük parça, zerre; sırt veya böğüre saplanan şiddetli ve ani sancı;
f. dikmek, dikiş dikmek. stitch up dikerek birbirine iliştirmek. A stitch in time saves nine Tam vaktinde görülen bir iş insanı birçok zahmetten kurtarır. be in stitches k.dili. kahkahalar atmak. not a dry stitch on sırsıklam halde, çok ıslanmış. not a stitch on çırılçıplak . |
|
stitch |
i. 1. dikiş. 2. (örgüde) ilmik. 3. (böğürde) ani sancı.
f. (iplikle) dikmek: Stitch the ends together. Uçları birbirine dik. She stitched up the rent. Kesik yeri dikti. |
|
stitch |
stitch
stîç
İsim
* dikiş.
* (örgüde) ilmik.
* (böğürde) ani sancı.
Fiil
* (iplikle) dikmek. |
|
stitch |
dikiş, iğnenin bir kere geçmesi; örgüde ilmik; dik |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
blind stitch |
|
|
chain-stitch |
{'tʃeınstıtʃ}
|
|
cross-stitch |
{'krɔ:s,stıtʃ}
- {N} kanaviçe işi, etamin işi
|
|
hem-stitch |
{'hem,stıtʃ}
- {N} ajur, kenar işlemesi
- {V} ajur işlemek, kenarını işlemek
|
|
lock stitch |
{'lɒk,stıtʃ}
|
|
rib stitch |
|
|
with every stitch of canvas set |
- {ADV} yelkenler fora olarak
|
|
without a stitch of clothing |
|
|
without a stitch on |
|
|
stitch up |
- {V} dikiş atmak, dikmek, dikerek kapatmak
|
|
cross-stitch |
i. kanaviçe işi. |
|
ladder stitch |
iğneardı teyel, çapraz teyel. |
|
not to have a stitch on |
k. dili çırılçıplak olmak. |
|
ladder stitch |
* iğneardı teyel, çapraz teyel. |
|
not to have a stitch on |
* çırılçıplak olmak. |
|
cross-stitch |
kanaviçe işi. |
|
chain stitch |
zincir işi |
|
machine stitch |
makina dikişi |
|
tent stitch |
çadır dikişi |
|
buttonhole stitch |
ilik dikiş |
|
|
|