• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
miserable Dinle! {'mızərəbəl}
  • {A} sefil, perişan, zavallı, acınacak halde, berbat
miserable s.
1. çok kötü, berbat; çok mutsuz, insanı mutsuz eden, insanın keyfini kaçıran: I feel miserable. Kendimi çok kötü hissediyorum. What a miserable winter that was! O kış herkesi perişan etti. The weather is miserable. Hava berbat. Sahir turned into a miserable old man. Sahir huysuz ve mutsuz bir ihtiyar oldu. What a miserable life this is! Ne çekilmez bir hayat bu böyle! You´ll die miserable. Büyük bir mutsuzluk içinde öleceksin.
2. aşağılık, çok kötü, alçakça (davranış).
3. cüzi, çok az (bir miktar).
4. sefil; sefalet çeken; sefalet kokan.
miserable s. sefil, pek fakir; dertli, bedbaht, perişan; mutsuz; acınacak halde; zavallı; k.dili hasta; sefalet getiren; süfli, aşağılık, pek kötü; utanmaz. miserably

z. pek fena.
miserable mis.er.a.ble mîz'ırıbıl Sıfat * çok kötü, berbat; çok mutsuz, insanı mutsuz eden, insanın keyfini kaçıran: I feel miserable. Kendimi çok kötü hissediyorum. What a miserable winter that was! O kış herkesi perişan etti. The weather is miserable. Hava berbat. Sahir turned into a miserable old man. Sahir huysuz ve mutsuz bir ihtiyar oldu. What a miserable life this is! Ne çekilmez bir hayat bu böyle! You'll die miserable. Büyük bir mutsuzluk içinde öleceksin. * aşağılık, çok kötü, alçakça (davranış). * cüzi, çok az (bir miktar). * sefil; sefalet çeken; sefalet kokan.
miserable sefil, pek fakir; dertli, bedbaht, perişan; mutsuz

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
drag out a miserable existence
  • {ID} sürünerek yaşamak
feel miserable
  • {V} berbat hissetmek, perişan hissetmek
make life miserable for (birine) çok çektirmek, (birinin) ensesinde boza pişirmek.
make life miserable for * (birine) çok çektirmek, (birinin) ensesinde boza pişirmek.
drag out a miserable existence sürünerek yaşamak
feel miserable berbat hissetmek, perişan hissetmek