koltuk >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

koltuk	{N} seat, armchair, chair, stall, elbow chair

koltuk	{N} stall	tiy.
Koltuk	astr. Cassiopeia; Cassiopeia´s Chair.
koltuk	1. armpit. 2. armchair. 3. flattery. 4. out-of-the-way spot. 5. small, out-of-the-way shop. 6. buttress. 7. patronage, backing, pull. 8. slang brothel, whorehouse. 9. high position, important job. __ altı 1. armpit. 2. patronage, backing, pull. __ değneği crutch. __ değneğiyle with difficulty and with the help of others. __a girmek (for the groom) to take the bride´s arm during the koltuk töreni. __una girmek /ın/ to put oneself under (someone´s) protection. __ halatı mooring line. __ları kabarmak to swell with pride. __ kapısı servant´s entrance. __ meyhanesi cheap, standup bar. __ta olmak colloq. to be entertained at someone else´s expense. __una sığınmak /ın/ to put oneself under (someone´s) protection. __ taşı voussoir (placed next to the keystone). __ töreni ceremony in which a groom sees the face of his bride for the first time. __ vermek /a/ to flatter (someone) to his face. __a vermek /ı/ to give (the bride) to the groom during the koltuk töreni. __ yastığı bolster, cushion (used as an armrest).
koltuk	* armpit. * armchair. * flattery. * out-of-the-way spot. * small, out-of-the-way shop. * buttress. * patronage, backing, pull. argo * brothel, whorehouse. * high position, important job.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

açılır kapanır koltuk	{N} swing seat, drop seat, tip-up seat, folding chair
arka koltuk	{N} back seat, rumble
arka portatif koltuk	{N} rumble seat
Koltuk değiştirebilir miyiz?	{PHR} change: Could I change seats with you?
Bu koltuk dolu mu?	{PHR} occupied: Is this seat occupied?
fırlatılabilir koltuk	{N} jettisonable seat
hasır koltuk	{N} wicker chair
kaplamak (koltuk)	{V} upholster
katlanan koltuk	{N} swing seat
Bu koltuk nerede?	{PHR} seat: Where is this seat?
Bu uçakta boş koltuk var mı?	{PHR} seat: Are there any seats on the flight?
Koltuk ücreti ne kadar?	{PHR} seat: How much are the seats?
koridorda koltuk	{N} seat: aisle seat
pencerenin yanında koltuk	{N} seat: window seat
koltuk altı	{A} underarm {N} armpit
koltuk altı	{N} axilla	zool.
koltuk avcısı	{N} spoilsman
koltuk değneği	{N} crutch
koltuk örtüsü	{N} antimacassar
koltuk sayısı	{N} seating capacity