İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
bend |
{bend}
- {N} bükme, kıvırma, kıvrım, dönemeç, viraj, dirsek
- {V} kıvırmak, bükmek, esnetmek, katlamak, çökmek (diz), bağlamak (yelken), eğmek, işi e geldiği gibi değiştirmek, oynama yapmak, yönelmek, kıvrılmak, eğilmek, bükülmek, boyun eğmek
|
|
|
bend |
i. kıvtılma, kıvrılış, kıvrım; dirsek; kavis; inhina; dönemeç, viraj; den. bağ, düğüm. |
|
bend |
f. kıvlrmak, bükmek, eğmek; yola getirmek (birisini), razı etmek; den. bağlamak; kıvrılmak, bükülmek, edilmek; kuvvetini bir tarafa yöneltmek bend to veya towards aklı yatmak (bir şeye).on bended knee yalvararak, diz çökmüş durumda. bendable
s. eğilir, eğrilir, bükülür. |
|
bend |
v.bük:n.büküm |
|
bend |
bend
bend
Fiil [D] bent/[eski] bended
* eğmek, bükmek, kıvırmak; eğilmek, bükülmek, kıvrılmak.
Denizcilikle ilgili
* bağlamak.
İsim
* kıvrım.
* dirsek.
* dönemeç, viraj.
Denizcilikle ilgili
* bağ, düğüm. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
Dangerous bend |
- {PHR} dönüş: Tehlikeli dönüş
|
|
drive smb. round the bend |
- {ID} deli etmek, çılgına çevirmek
|
|
bend double |
|
|
double bend |
|
|
hairpin bend |
|
|
hairpin curve bend |
|
|
horseshoe bend |
|
|
bend the knee |
- {V} diz çökmek, boyun eğmek, yola gelmek
|
|
knee bend |
{'ni:bend}
|
|
right-hand bend |
|
|
round the bend |
|
|
sharp bend |
|
|
anode bend |
anot dirseği |
|
be round the bend |
İng., k. dili keçileri kaçırmış olmak, delirmiş olmak. |
|
bend radius |
kıvrılma yarıçapı |
|
bend to/towards |
(bir şeye) aklı yatmak. |
|
carrick bend |
(den). yama bağı. |
|
bend to |
* (bir şeye) aklı yatmak. |
|
bend towards |
* (bir şeye) aklı yatmak. |
|
carrick bend |
(den) yama bağı. |
|
|
|