İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
Pole |
{pəʋl}
|
|
|
pole |
{pəʋl}
- {N} kutup, gönder, uç, karşıt uç, zıt karekterli kimse, sırık, direk, bayrak direği, yelken direği, beş metrelik uzunluk, leh
|
|
pole |
i. kutup;mıknatıs kutbu;birbirine zıt iki kuvvetten biri;mat. iki vektörün kesiştiği sıfır noktası. celestial pole kuzey kutbu. positive pole müspet kutup.south pole güney kutbu. terrestrial pole arz kutbu. be poles apart birbirine zıt olmak. |
|
pole |
i.Leh,Polonyalı. |
|
pole |
i.f. sırık,direk,kazık;beş metre boyunda bir uzunluk;bu uzunluğu ölçme aleti;olta kamışı;seren direği;f. sırıkla sandalı yürütmek; sırıklamak,sırıklarla donatmak, sırıklarla desteklemek.pole bean sırık fasülyesi. pole horse araba okuna bağlı atlardan biri.pole vault sırıkla yüksek atlama. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
barber's pole |
- {N} berber: berberin kapısındaki kırmızı-beyaz işaret
|
|
bean pole |
{'bi:n,pəʋl}
- {N} fasulye sırığı, fasulye sırığı gibi kimse
|
|
curnice pole |
|
|
fishing pole |
|
|
jumping pole |
|
|
be up the pole |
- {ID} zorda olmak, zor durumda olmak, sarhoş olmak, çakırkeyif olmak
|
|
celestial pole |
- {N} kutup: kuzey kutbu [astr.]
|
|
negative pole |
- {N} negatif kutup, eksi uç, katot
|
|
North Pole |
|
|
positive pole |
- {N} pozitif kutup, artı uç, artı yüklü uç, anot
|
|
South Pole |
|
|
pole jump |
{'pəʋl,dʒʌmp}
- {N} sırıkla atlama, yüksek atlama
|
|
pole-jump |
{'pəʋl,dʒʌmp}
- {V} sırıkla atlamak, yüksek atlama yapmak
|
|
pole jumper |
- {N} yüksek atlamacı, sırıkla atlama atleti
|
|
pole vault |
{'pəʋlvɔ:lt}
- {N} sırıkla atlama, yüksek atlama
|
|
pole-vault |
{'pəʋlvɔ:lt}
- {V} sırıkla atlamak, yüksek atlama yapmak
|
|
pole vaulter |
{'pəʋl,vɔ:ltər}
- {N} yüksek atlamacı, sırıkla atlama atleti
|
|
Pole Star |
{'pəʋlstɑ:r}
- {NPR} Kutupyıldızı [astr.], Demirkazık [astr.], yol gösterici, öncü, önder, ucay: Ucay yıldızı [astr.]
|
|
telegraph pole |
{'telə,græfpəʋl}
|
|
tent pole |
|
|
|
|