 Türkçe » İngilizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
| acı |
- {A} hot, bitter, peppery, brackish, acrid, biting, painful, sad, sorrowful, lamentable, grievous, tragic, cutting, poignant, sardonic, scathing, shrill, splitting, harsh, severe, incisive, pungent, trenchant, vitriolic
- {N} pain, ache, hurt, sting, gnawing, suffering, worry, heartbreak, sorrow, grief, misery, affliction, anguish, distress, pang
|
|
|
|
| açı |
- {N} angle, bevel, corner
- {PREF} gonio-
|
|
| acı |
1. bitter (to the taste).
2. hot, peppery (to the taste).
3. rancid (butter); sour (wine).
4. bitter, penetrating (cold, wind).
5. poignant, very moving, sad.
6. caustic, hurtful, acerb, acerbic, biting (words).
7. harsh, severe (action).
8. painful, very disagreeable or difficult: acı bir hatıra a painful memory. acı bir tecrübe a painful experience.
9. (a color) of a somewhat glaring shade, that is almost garish.
acı acı
1. poignantly, very movingly.
2. (aching) painfully.
3. harshly, bitterly, caustically.
acı dil harsh words, biting words; reproach.
acı kahve coffee made without sugar.
acı kuvvet brute force.
acı kuvvetli very strong.
acı patlıcanı kırağı çalmaz. proverb A worthless person does not suffer hardship.
acı son tragic end; tragic ending.
acı su water which has a bitter taste (owing to the presence of minerals).
acı tatlı
1. bittersweet, (something) which is a mixture of pain and pleasure: Acı tatlı birçok hatıramız var. We´ve a lot of memories, good and bad.
2. whatever (food): Acı tatlı ne varsa paylaşırız. We´ll share whatever food there is. |
|
| acı |
1. pain, ache.
2. bitterness, sharpness.
3. grief, sorrow (at someone´s death): Allah bu acıyı unutturmasın! May God spare you more grief!
4. mental pain, anguish, suffering, sorrow.
acısını almak /ın/
1. to take the hot, bitter, or biting taste out of (a food).
2. to stop the pain in (a wound or hurt).
3. to assuage, soothe (a sorrow).
acısını bağrına basmak/içine gömmek to hide one´s distress or sorrow.
acı çekmek/duymak to suffer (physically or mentally).
acısını çekmek /ın/ to pay the penalty of, pay for, suffer for.
acısını çıkarmak /ın/
1. to take away the hot, bitter, or biting taste of (a food).
2. to make up for, compensate for.
3. to make (someone) suffer for, make (someone) pay for (a wrong).
acısı çıkmak /ın/ to suffer the consequences of, suffer for, pay for (an action) (at a given time): Bunun acısı er geç çıkar. Sooner or later you´ll have to suffer for this.
acı dil harsh words, biting words; reproach.
acı gelmek /a/ to hurt, distress.
acısını görmek /ın/ to suffer the death of (someone one loves).
acısı içine/yüreğine çökmek/işlemek /ın/
1. to feel acutely the (mental) pain of (something).
2. to be tormented by (a possibility).
acı katmak/koymak /a/ to add a peppery seasoning to (a food).
acısı tepesine çıkmak to suffer acutely (physically or mentally).
acı yitimi analgesia. |
|
| açı |
1. angle.
2. point of view.
açı çekimi cin. angle shot.
açı uzaklığı astr. visual angle. |
|
|
Türkçe » Fransızca  |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
| acı |
amer/amère; acarbe, aigre; âcre; âpre, piquant/e; rude, saumâtre * deuil [le], douleur [la], mal [le], souffrance [la], tourment [le] |
|
| açı |
angle [le], face [la] |
|
|
Türkçe » Almanca  |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
| açı |
|
|
| acı |
streng; bitter; bissig; scharf; Kummer [der], Leid [das], Sorge [die], Gram [der], Leiden [das], Quälerei [die]; Pein [die], Schmerz [der] |
|
| açı |
Ecke [die], Winkel [der] |
|
| acı |
bitter, scharf; kränkend; schrill, grell; e Bitterkeit; r Schmerz, s Weh; r Kummer, r Jammer. |
|
| açı |
r Winkel; r Standpunkt |
|
|
Türkçe » Rusça  |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
| acı |
- {A} горький, острый, обидный, оскорбительный, желчный, колкий, колючий, едкий, ядовитый, тяжелый, неприятный, нестерпимый, пронзительный, душераздирающий, печальный, драматичный
- {ADV} горько, остро, больно, резко
- {N} горечь (F), боль (F), страдание (N), горе (N), невзгода (F), горести (PL), скорбь (F), жалость (F), драма (F)
- {PREF} ядовито-
|
|
| açı |
- {N} угол (M), аспект (M), точка зрения (F), плоскость (F)
|
|
|
| Türkçe » Türkçe |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
| acı |
Tat alma organinda bazi maddelerin biraktigi yakici durum, tatli karşiti * Tadi bu nitelikte olan * Keskin, hoşa
gitmeyen, şiddetli * Renk için, koyu * Agri, sanci * Dişaridan gelen bir etki ile diş organlarda birdenbire duyulan
ve o etkilerin kalkmasi ile duyulan rahatsizlik, istirap * Kirici, üzücü, incitici, dokunakli, korkunç * Ölüm, yangin,
deprem gibi olaylarin yarattigi üzüntü, keder, elem |
|
| açı |
Birbirini kesen iki yüzeyin veya iki doğrunun oluşturduğu çıkıntı * Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan
çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye * Görüş, bakım, yön |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.) |
Ayarlar
Osmanlıca » Türkçe 
İngilizce Türkçe Çeviri