Türkçe » İngilizce |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
basmak |
- {V} step on, print, press, publish, raid, break into, attack suddenly, flood, come upon, weigh, catch, come on, flow, foray, impress, imprint, irrupt, jam, letter, sink, stamp, stencil, step, stomp, tread, tread on
|
|
|
başmak |
shoe. |
|
basmak |
1. /a/ to step on or in, tread on; /ı, a/ to set (one´s foot) on, put (one´s foot) on (a place): Ayağını o ipek halıya basma! Don´t you set foot on that silk rug! 2. /ı, a/ to press (one´s finger, a seal, a mold, a wood block, etc.) on; /a/ to press: Zile bas! Ring the doorbell! 3. /ı, a/ to pack (something) tightly into (a container). 4. /ı/ to print (books, etc.); to coin, strike, mint (coins). 5. (for darkness) to fall. 6. /ı/ (for fog) to descend on, cover. 7. /ı/ (for something undesirable) to cover (a place): Tarlayı sel bastı. Floodwater has covered the field. Bahçenin her yerini ot bastı. Weeds have taken over the garden. 8. /a/ to become, turn (a specified age): Bugün elliye bastı. He turned fifty today. 9. /ı/ to make an unexpected attack on, raid; (for the police) to bust. 10. /ı, a/ to put (air) in (a tire). 11. /ı/ (for a machine) to pump (a liquid) or compress (a gas). 12. /ı/ suddenly to let out (a yell, a curse, a laugh). 13. /ı/ suddenly to deliver (a blow) to, land (a blow) on. 14. /ı/ suddenly to hand in (one´s resignation, a letter of protest). 15. suddenly to feel ...: Feci halde uyku bastı. I feel very sleepy. 16. /ı/ to be consumed with: Hocayı öfke bastı. The teacher was consumed with rage. 17. /ı/ to set, put (a hen) on eggs so that she will hatch them. Bas!/Bas git! slang Clear out! Beat it! Get lost! Scram! basıp geçmek /ı/ 1. to pass, overtake, leave (someone, something) behind. 2. just to pass (someone) by, not to stop and visit (someone). basıp gitmek/geçmek colloq. to get up and leave, take off. bastığı yeri bilmemek 1. not to know what one is doing, be out of it. 2. to be overjoyed. bastığı yerde ot bitmemek /ın/ to bring bad luck wherever he/she goes; to blight whatever he/she touches. |
|
basmak |
* {/a/} to step on or in, tread on; {/ı, a/} to set (one's foot) on, put (one's foot) on (a place):
Ayağını o ipek halıya basma!
Don't you set foot on that silk rug!
* {/ı, a/} to press (one's finger, a seal, a mold, a wood block, etc.) on; {/a/} to press:
Zile bas!
Ring the doorbell!
* to pack (something) tightly into (a container).
* to print (books, etc.); to coin, strike, mint (coins).
* (for darkness) to fall.
* (for fog) to descend on, cover.
* (for something undesirable) to cover (a place):
Tarlayı sel bastı.
Floodwater has covered the field.
Bahçenin her yerini ot bastı.
Weeds have taken over the garden.
* to become, turn (a specified age):
Bugün elliye bastı.
He turned fifty today.
* to make an unexpected attack on, raid; (for the police) to bust.
* to put (air) in (a tire).
* (for a machine) to pump (a liquid) or compress (a gas).
* suddenly to let out (a yell/curse/laugh).
* suddenly to deliver (a blow) to, land (a blow) on.
* suddenly to hand in (one's resignation, a letter of protest).
* suddenly to feel ...:
Feci halde uyku bastı.
I feel very sleepy.
* to be consumed with:
Hocayı öfke bastı.
The teacher was consumed with rage.
* to set, put (a hen) on eggs so that she will hatch them. |
|
basmak |
attack |
|
|
Türkçe » Almanca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
basmak |
- {V} abdrucken, abtreten, drucken, drücken, entwickeln, prägen, pressen
|
|
basmak |
abdrucken, auflegen, |
|
basmak |
treten; drücken, pressen; überraschen; angreifen, überfallen, einfallen; drucken; auflegen; abziehen. |
|
basmak |
abdrucken; andrücken; aufdrucken; auflegen; auftreten; bedrucken; bedrücken; drucken; drücken; durchpressen; pressen; pumpen |
|
basmak |
abdrucken |
|
|
Türkçe » Rusça |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
basmak |
- {V} давить, гнести, нажимать, жать, продавливать, надавливать, выбивать, влеплять, отвешивать, нагнетать, тискать, печатать, отпечатывать, издавать, чеканить, набивать, врываться, вламываться, нагрянуть, налетать, наступать, оседать, ступать, одолевать, задавить, нажать, продавить, надавить, выбить, влепить, отвесить, нагнести, отпечатать, издать, вычеканить, набить, ворваться, вломиться, налететь, наступить, осесть, ступить, одолеть
|
|
|
Türkçe » Türkçe |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
basmak |
Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak * (küçük çocuklar
için) Ayakta durabilmek * Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek * Sikiştirarak yerleştirmek * Basi işi yapmak,
tabetmek * Örtmek, bürümek, kaplamak * Bir şey üzerinde kalip, mühür gibi bir araçla iz yapmak * Baskin
yapmak * Bazi isimlerle birlikte sertlik, aşirilik anlamlarinda yardimci fiil olarak kullanilir * Bir kimse bir yaşa girmek
* Çevreyi kaplamak, çökmek * Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek * Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak * Bir
şeyin etkisinde kalip eziklik, üzüntü ve agirlik duymak |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|