• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
HİKMET-AMİZ f. Hikmetli, hikmetle karışık, hikmeti içine alan.

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
ÂMİZ(E) f. Karışık, karışmış. (Âmihten) $ mastarından imtizaç etmek, karıştırmak mânasındadır.
ÂMİZ-GÂR f. Uygun, münâsib, yaraşır.
BÂB-I HİKMET Cenab-ı Hakk'ın herşeyi hikmetli ve maslahatlı yaratması bahsi.
DÂR-ÜL HİKMET Hikmet yeri. Hikmetlerin hükmettiği, hikmet beşiği dünya. * Osmanlı devrinde Şeyh-ül İslâmlık makamının bir ismi.
DESATİR-İ HİKMET Hikmet düsturları. Hikmet ve maslahatın iktiza ettirdiği kaideler.
EHL-İ HİKMET Hikmet ehli, hikmet bilen.
FENN-İ HİKMET Felsefe bilgisi. (Bak: Hikmet)
FENN-İ HİKMET-ÜL EŞYA Tabiat bilgisi. Eşyadaki intizam, mükemmellik ve insanlara olan faydaları ve onlardan faydalanmak hakkında bilgi veren ilim kolu.
FESAD-AMİZ f. Oyunbozanlık eden, fesat karıştıran.
FİTNE-ÂMİZ f. Fitne çıkaran, fesat karıştıran.
HAKARET-ÂMİZ f. Hakaretle karışık. Hakaretle beraber.
HİKMET İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakîmlik. Eşyanın ahvâlinden, hârici ve bâtini keyfiyetlerinden bahseden ilim. (Buna İlm-i Hikmet deniyor) * Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî gaye. * Ahlâka ve hakikata faydalı kısa söz. * Sır. * Bilinmeyen nokta. İlim, adâlet ve hilimin birleşmesinden doğan değerli sıfat. * Kuvve-i akliyenin vasat mertebesidir. Hakkı hak bilip imtisal etmek, batılı batıl bilip içtinab etmektir. * Allah'a itaat, fıkıh ve sâlih amel. * Akıl, söz ve hareketteki uygunluk. * Hak emre uymak. * Allah'ın yarattıklarında tefekkür. (Bak: Felsefe)
HİKMET-AMUZ f. Hikmetli. * Hikmet öğreten.
HİKMET-EDA f. Hikmetli.
HİKMET-ENDUZ Hikmet kazanan.
HİKMET-FEŞAN f. Hikmet neşreden, hikmet yayan.
HİKMET-FÜRUŞ f. Hikmet bildiğini iddia eden, hikmet satan.
HİKMET-İ AMELİYE Pratik bilgi.
HİKMET-İ ÂMME Her şeyin alakâlı olduğu İlâhî gaye. Her şeyi kanun ve nizamına itaat ettiren umumi faydalar. Yaratılıştaki, kâinattaki umumi ve ilâhi gaye.
HİKMET-İ ATİKA Eski hikmet.