DİL |
t. Lisan, zeban. * Ağızdaki tat alma duygusu ve konuşma uzvu. * İnsanların konuştukları lehçelerin her birisi.
Lügat. * Muhtelif âlât ve edevâtın uzunca ve yassı, ekseriya oynak kısımları. * Coğ: Denizin içine uzanmış
üstü düz mumluk, uzunca kara parçası. * Mc: Gıybet, mezemmet, dedi-kodu, çekiştirme.(İnsanın yüz
cihazatından birtek cihazı olan lisanı; bir et parçası iken, iki büyük vazifesiyle yüzer hikmetlere, neticelere,
meyvelere, fâidelere âlet oluyor.. Taamların zevkindeki vazifesi, ayrı ayrı bütün tatları bilerek cesede, mideye
haber vermek ve rahmet-i İlâhiyyenin matbahlarına dikkatli bir müfettiş olmak ve kelimeler vazifesinde kalbe
ve ruha ve dimağa tam bir tercüman ve santral olmak; elbette gayet parlak ve kat'i bir surette ihatalı ilme
delâlet ve şehadet eder. Birtek dil, hikmetleri ve meyveleriyle böyle delâlet etse; hadsiz lisanlar ve hadsiz
zihayatlar, nihayetsiz masnuat, güneş zuhurunda ve gündüz kat'iyetinde nihayetsiz bir ilme delâlet ve
şehadet ve Allâm-ül Guyub'un daire-i ilminden ve hikmetinden ve meşietinden hariç hiçbirşey yoktur diye ilân
ederler. ş.) |
|
|
DİL |
f. Gönül, kalb, niyet. * Cesâret, yürek. * Mandıra, ağıl. |
|
|