Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
BÎ-MEKÂN |
f. Mekânsız, yersiz, yurtsuz. * Serseri. |
|
DUZAH-MEKÂN |
f. Makamı Cehennem olan kâfir, münâfık. |
|
KEVN Ü MEKÂN |
Kâinat, âlem, dünya. |
|
MEKÂN |
(Kevn. den) Yer. Durulan yer. Ev, hane, mesken. Mahal. |
|
MEKÂN-I BAÎD |
Uzak mekân, uzay yer. (Mekân-ı baîd, yâni: İmanın faide vereceği teklif zamanı, teklif dünyası geçtikten,
azab gelip çattıktan sonra iman, iman-ı yeis faydasızdır. E.T.) |
|
TAYY-İ MEKÂN |
Mekânı ortadan kaldırmak. Bir şahsın bir anda muhtelif yerlerde görünmesi. |
|
TEBDİL-İ MEKÂN |
Yer değiştirme. |
|
ZARF-I MEKÂN |
Mekân gösteren kelime. ("Burada, dışarda, içerde" gibi) |
|
|
|