KOMşU >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

komşu	{A} next-door, vicinal, neighboring, neighbouring [Brit.], neighbor, neighbour [Brit.], adjacent, contiguous, flanking {N} neighbor, neighbour [Brit.], Jones, Jones: the Joneses

komşu	1. neighbor. 2. neighboring, adjacent. komşu açılar geom. adjacent angles. komşu kapısına çevirmek /ı/ to act as if (a far-off place) were nearby. komşu komşunun külüne/tütününe muhtaçtır. proverb Even in the smallest of matters one neighbor can help another. komşu olmak to become neighbors. komşuda pişer, bize de düşer. colloq. Maybe we´ll benefit from our neighbor´s good fortune. komşunun tavuğu komşuya kaz görünür. proverb The grass is always greener on the other side of the fence.
komşu	* neighbor. * neighboring, adjacent.
komşu	conterminous
komşu	coterminous

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

bitişik komşu	{ADV} next door {N} neighbor: next-door neighbor
komşu açı	{N} adjacent angle
komşu arazi sahibi	{N} abutter
komşu gibi	{A} neighborly, neighbourly [Brit.] {ADV} neighborly, neighbourly [Brit.]
komşu olmak	{V} neighbor, neighbour [Brit.]
konu komşu	{ID} Grundy: Mrs. Grundy {N} kith and kin
konu komşu	the neighbors, the whole neighborhood.
Ev alma, komşu al.	atasözü * Neighbors are of first importance.
kapı bir komşu	* next-door neighbor.
kapı komşu	* next-door neighbor.
komşu açılar	geometri * adjacent angles.
komşu kapısına çevirmek	* to act as if (a far-off place) were nearby.
komşu olmak	* to become neighbors.
konu komşu	* the neighbors, the whole neighborhood.
e komşu	adjacent to
komşu muamelesi	neighborliness
komşu açı	adjacent angle
komşu tümler açı	adjacent complementary angle
dikensi hücrelerin komşu hücrelerden ayrılması	acantholysis
perikardın komşu ekstrakardiyak yapılara yapışması	accretiocordis