essuie-main |
/esuimeñ / nm inv havlu |
|
face |
/fas / nf yüz, surat; (para) tura; mec. şekil, renk; yön; açı, bakım à la face de gözü önünde de face önden, cepheden, tam karşıdan en face de -in karşısında face à face yüz yüze faire face à karşi koymak; -e bakmak, nazır olmak faire face à une dépense masrafı karşılamak, ödemek perdre la face kepaze olmak regarder qn en face gözünü dikerek bakmak sauver la face görünüşü kurtarmak |
|
main |
/meñ / nf el à deux mains her iki elle à une main tek elle à la main elinde à main armée silahlı à pleines mains avuç dolusu à toutes main her işe yatkın attaque à main armée silahlı saldırı agir sous main el altındangizlice iş görmek avoir la haute main sur buyruğu altında bulundurmak avoir la main heureuse eli uğurlu olmak avoir le cour sur la main cömert olmak, eli açık olmak avoir les mains liées eli kolu bağlı olmak avoir une belle main yazısı güzel olmak avoir sous la main eli altında bulundurmak battre des mains el çırpmak changer de main el değiştirmek de la main à la main aracısız, doğrudan doğruya de longue main çoktan beri de main en main elden ele de premier main ilk elden donner un coup de main yardım etmek en main elde en un tour de mains bir çırpıda en venir aux mains dövüşmek faire main basse çalmak, aşırmak faire un coup de main baskın yapmak forcer la main zorlamak haut les mains! eller yukarı! la main dans la main el ele lever la main sur qn el kaldırmak mettre la main à l'ouvre işe başlamak passer la main istifa etmek prendre en main ele almak se donner la main el ele tutuşmak se serrer la main el sıkışmak sous la main el altında tendre la main el açmak, dilenmek tenir la main uyanık bulunmak |
|
main-d'ìuvre |
/meñdövr(õ) / nf işçilik, el emeği; işçi |
|
main-forte |
/meñfort(õ) / nf yardım, destek prêter mainforte yardım etmek |
|
sous-main |
/sumeñ / nm sumen |
|
volte-face |
/voltõfas / nf inv yüz geri dönüş, gerisingeri dönme; mec. ani değişiklik |
|
à la face de |
gözü önünde |
|
à la main |
elinde |
|
à main armée |
silahlı |
|
à main posée |
ağır ağır, özenle |
|
à toutes main |
her işe yatkın |
|
à une main |
tek elle |
|
agir sous main |
el altından/gizlice iş görmek |
|
attaque à main armée |
silahlı saldırı |
|
avoir la haute main sur |
buyruğu altında bulundurmak |
|
avoir la main heureuse |
eli uğurlu olmak |
|
avoir la main légere |
(ameliyat) eli hafif olmak; eli çabuk olmak |
|
avoir la main malheureuse |
beceriksiz olmak; eli uğursuz olmak |
|
avoir le cour sur la main |
cömert olmak, eli açık olmak |
|