Osmanlıca » Türkçe |
Yukarı |
MÜTEŞABİHÂT-I KUR'ANİYE |
Beşer lisanının, lügatını vaz etmediği, sezip düşünemediği, misalini göremediği hakikatların teşbih ve temsiller
ile anlatıldığı âyet-i kerimeler. |
|
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
MÜTEŞABİHÂT |
Müteşabih olan âyetler. * Birbirine benzer olanlar.(Kur'an-ı Mu'ciz-il Beyan, çok hakaik-i gamızayı nazar-ı
umumîyi okşayacak, hiss-i âmmeyi rencide etmeyecek, fikr-i avamı taciz edip yormayacak bir surette
basitane ve zâhirane söylüyor, ders veriyor. Nasıl bir çocukla konuşulsa, çocukça tabirat istimal edilir. Öyle
de: (Tenezzülâtün İlâhiyyetün ilâ ukul-il beşer) denilen mütekellim üslubunda muhatabın derecesine sözüyle
nüzul edip öyle konuşan esalib-i Kur'aniye; en mütebahhir hükemanın fikirleriyle yetişemediği hakaik-ı
gamıza-yı İlâhiye ve esrar-ı Rabbaniyeyi müteşabihat suretinde bir kısım teşbihat ve temsilat ile en ümmi bir
âmiye ifham eder. S.)(Kur'an-ı Kerim'de müteşebihat vardır dedikleri birinci şüphelerine cevab: Evet Kur'an-ı
Kerim umumî bir muallim ve bir mürşiddir. Halka-i dersinde oturan, nev'-i beşerdir. Nev'-i beşerin ekserisi
avâmdır. Mürşidin nazarında ekall, eksere tâbidir. Yani, umumî irşadını ekallin hatırı için tahsis edemez.
Maahaza avâma yapılan konuşmalardan havas hisselerini alırlar; aksi halde avâm, yüksek konuşmaları
anlayamadığından mahrum kalır. Ve keza avâm-ı nâs, ülfet ettikleri üslublardan ve ifadelerin çeşidlerinden ve
daima hayallerinde bulunan elfaz, maâni ve ibarelerden fikirlerini ayıramadıklarından, çıplak hakikatları ve
akliyyatı fehmedemezler. Ancak o yüksek hakaikin, onların ülfet ettikleri ifadelerle anlatılması lâzımdır. Fakat
Kur'anın böyle ifadelerinin hakikat olduğuna itikad etmemelidirler ki; cismiyet ve cihetiyet gibi muhal şeylere
zâhib olmasınlar. Ancak o gibi ifadelere, hakaika geçmek için bir vesile nazariyle bakılmalıdır. Meselâ;
Cenab-ı Hakk'ın kâinatta olan tasarrufunun keyfiyeti, ancak bir sultanın taht-ı saltanatında yaptığı tasarrufla
tasvir edilebilir. Buna binaendir ki; $ âyetinde kinaye tarîki ihtiyar edilmiştir. İ.İ.) |
|
|
|