ASİL-ZADE |
f. Sülâlesi ve ailesi görgülü, temiz ve asil olan. |
|
BENDE-ZADE |
f. Köle çocuğu. * Mc: Çocuğunu onun kölesi yerinde tutup mütevâzi muâmelede bulunan. |
|
HAHER-ZADE |
f. Hemşirezade, kızkardeş çocuğu. Yeğen. |
|
HARAM-ZADE |
Gayr-ı meşru münasebetten doğmuş çocuk. Piç. |
|
HELAL-ZADE |
Helâl doğmuş, meşru ve nikâhlı ana-babadan dünyaya gelmiş çocuk. * İyi adam, fenalık yapmaktan
çekinen. Sâlih, afif, nâmuskâr. |
|
HEMŞİRE |
f. Aynı sütü emen kızkardeş. Abla, bacı. * Hastabakıcı kadın veya kız. |
|
ZADE |
(Ziyâdet. den fiil) Çoğaldı, ziyade oldu veya çok olsun, çoğalsın (meâlinde). |
|
ZADE |
f. Evlâd, oğul. * İyi insan. * Nikâh neticesi olmuş çocuk. * Kelime sonuna getirilerek birleşik kelimeler de
yapılır. Meselâ: Şah-zade (Şehzade) $ : Padişah evlâdı. |
|
ZADE-İ TAB' |
(Zâde-i tabiat - Zâde-i hâtır) Bir kimsenin kabiliyetinden, tabiatından meydana gelen eseri. |
|