ÂRÂM-GÜZİN |
f. Dinlenmek için oturan, istirahat eden, dinlenen. |
|
ASHÂB-I GÜZİN |
Mümtaz ve en meşhur sahâbeler. |
|
BİH-GÜZİN |
f. Sarraf. * Bir şeyin en güzelini seçen. |
|
CİHAR-I YAR-I GÜZİN |
f. Dört halife: Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (R.Anhüm) |
|
DEREM |
f. Akçe, para. |
|
DEREM |
Baldır etli olduğundan dolayı topuğun görünmeyip belirsiz olması ve sâir kemiklerin etlilikten belirmeyip
örtülmesi. * Ağızdan dişlerin dökülüp yerini et bürüyüp belirsiz olması. * Davarın yavaş yürüyüp adımlarını
birbirine yakın atması. |
|
DEREM-SERA |
f. Para basılan yer. |
|
GÜZÎN |
(Bak: Güzîde) |
|
NÂZİK-GÜZİN |
f. Çok nâzik. Seçkin, nâzik. |
|
VAHDET-GÜZİN |
f. Yalnızlığa çekilen. |
|
|