AB-I HAYAT |
Kan. Ebedî hayata sebep olan hayat suyu (diye tâbir edilen) bu kelime, edebiyatta : "çok güzel ifâde, lâtif
söz, parlaklık, letâfet" mânalarında geçer. * Tas : Aşk-ı hakiki, aşk-ı ilâhi, ilm-i ledün, mârifetullah'tan
kinayedir. Âb-ı Hızır, âb-ı hayvan, âb-ı beka gibi isimlerle de söylenir. |
|
AZADE-HAYAT |
f. Hayattan kurtulmuş. Ölmüş. |
|
BAHAR-I HAYAT |
Hayatın baharı olan gençlik çağı. |
|
CAME-İ HAYAT |
Hayat elbisesi, ömür. |
|
DEŞT-İ HAYAT |
Hayat çölü. |
|
ESER-İ HAYAT |
Hayat alâmeti, hayat eseri, hayat belirtisi. |
|
EŞKÂL-İ HAYAT |
Hayatın şekilleri. |
|
HAYAT |
Dirilik. Canlılık. Yaşama. Sağlık. * Fık: Allah (C.C.) kendi Zât-ı Ehadiyyetine mahsus bir hayat sıfatı ile
muttasıftır. Bu, Hak Teâlâ'nın ilmi ile, irade ve kudret ile ittisafına hâs bir sıfattır. (Bak: Meratib-i hayat) (Hayat,
şu kâinatın en ehemmiyetli gayesi.. hem en büyük neticesi.. hem en parlak nuru.. hem en lâtif mâyesi.. hem
gayet süzülmüş bir hülâsası.. hem en mükemmel meyvesi.. hem en güzel zineti.. hem sırr-ı vahdeti.. hem
rabıta-i ittihadı.. hem en yüksek kemali.. hem en güzel cemali.. hem kemalatın menşei.. hem san'at ve
mahiyetçe en hârika bir ziruhu, hem en küçük bir mahluku bir kâinat hükmüne getiren mu'cizekâr bir
hakikatı, hem güya kâinatın küçük bir zihayatta yerleşmesine vesile oluyor gibi; koca kâinatın bir nevi
fihristesini o zihayatta göstermekle beraber, o zihayatı ekser mevcudatla münâsebettar ve küçük bir kâinat
hükmüne getiren en harika bir mu'cize-i kudrettir.Hem hayatın hakikatı altı erkân-ı imaniyeye bakıp, mânen
ve remzen isbat eder. Yâni, hem Vâcib-ül Vücud'un vücub-u vücudunu ve hayat-ı sermediyesini.. hem dar-ı
âhireti.. hem hayat-ı bâkiyesini.. hem vücud-u melâike.. hem sâir erkân-ı imaniyyeye pek kuvvetli bakıp iktiza
eden bir hakikat-ı nuraniyyedir. Hem hayat, bütün kâinattan süzülmüş en sâfi bir hülâsası olduğu gibi,
kâinattaki en mühim bir maksad-ı İlahî ve hilkat-ı âlemin en mühim neticesi olan şükür ve ibadet ve hamd ve
muhabbeti netice veren bir sırr-ı azamdır...Evet bu hayatın gayesi ve neticesi hayat-ı ebediyye olduğu gibi, bir
meyvesi de hayatı veren Zât-ı Hayy ve Muhyi'ye karşı şükür ve ibadet ve hamd ve muhabbettir ki; bu şükür
ve muhabbet ve ibadet ve hamd ise hayatın meyvesi olduğu gibi kâinatın gayesidir. Ve bundan anla ki; bu
hayatın gayesini "rahatça yaşamak ve gafletli lezzetlenmek ve heveskârâne nimetlenmektir" diyenler, gayet
çirkin bir cehaletle, münkirâne, belki de kâfirâne, bu pek çok kıymettar olan hayat nimetini ve şuur hediyesi
ve akıl ihsanını istihfaf ve tahkir edip, dehşetli bir küfran-ı nimet ederler. L.)(Ziya ile mevcudat görünür, hayat
ile mevcudatın varlığı bilinir. Her birisi birer keşşaftır. M.)(Ey nefis! Eğer şu dünya hayatına müştaksan,
mevtten kaçarsan; kat'iyyen bil ki: Hayat zannettiğin hâlât, yalnız bulunduğun dakikadır. O dakikadan evvel,
bütün zamanın ve o zaman içindeki eşya-yı dünyeviye, o dakikada meyyittir, ölmüştür. O dakikadan sonra,
bütün zamanın ve onun mazrufu o dakikada ademdir, hiçtir. Demek güvendiğin hayat-ı maddiye, yalnız bir
dakikadır. Hattâ bir kısım ehl-i tedkik "Bir âşiredir, belki ân-ı seyyaledir" demişler. İşte şu sırdandır ki; bazı ehl-i
velâyet, dünyanın dünya cihetiyle ademine hükmetmişler. Madem böyledir; hayat-ı maddiye-i nefsiyeyi bırak.
Kalb ve ruh ve sırrın derece-i hayatlarına çık, bak; ne kadar geniş bir daire-i hayatları var. Senin için meyyit
olan mâzi, müstakbel, onlar için hayydır, hayatdar ve mevcuttur. S.)(Vücudun kemali hayat iledir. Belki
vücudun hakiki vücudu hayat iledir. Hayat vücudun nurudur. S.)(Hayatı veren O'dur. Ve hayatı rızık ile
idame eden de odur. M.) |
|
HAYAT |
Kasaba ve köy evlerinde üstü kapalı, bir, iki veya üç tarafı açık sofa. * Avlu. |
|
HAYAT-BAHŞ |
f. Hayat bağışlayan, hayat veren, zindelik veren. |
|
HAYAT-ENGİZ |
f. Yaşamaya zorlayan, yaşatan. |
|
HAYAT-FEZA (EFZA) |
f. Hayat artırıcı, hayat bahşedici. (Bak: Fezâ) |
|
HAYAT-I ALİL |
Hasta ömür, hastalıklı hayat. |
|
HAYAT-I ASKERİYYE |
Askerlik hayatı. |
|
HAYAT-I HUSUSİYYE |
Hususi hayat, özel hayat. Şahsa ait hayat. |
|
HAYAT-I İNSANÎ |
İnsana ait hayat. |
|
HAYAT-I TAKDİRİYYE |
Huk: Ana rahminde bulunan çocuğun hayatı. |
|
İFNA-Yİ HAYAT |
Hayatını sarf edip bitirmek. Hayatını yok etmek. |
|
KAT'-I HAYÂT |
Hayatın kesilmesi. Ölüm, mevt. |
|
KAYD-I HAYAT |
Ömür boyunca, yaşadığı müddetçe. |
|
|