ÂRÂM |
(İrem. C.) Çölde, sahrada konulan hususi nişan. |
|
ÂRÂM |
f. Durma, dinlenme. * Yerleşme, rahat etme, karar kılma. * Eğlenme. |
|
ÂRÂM-CÛ |
f. Dinlenmek isteyen. |
|
ÂRÂM-CÛYANE |
f. Dinlenmek isteyene yakışır şekilde. |
|
ÂRÂM-GÂH |
f. Dinlenilecek yer. |
|
ÂRÂM-GÂR |
Hiçbir sıkıntısı olmayan, rahat yaşayan adam. |
|
ÂRÂM-GÜZİN |
f. Dinlenmek için oturan, istirahat eden, dinlenen. |
|
ÂRÂM-I CÂN |
Gönül rahatı. * Sevgili, sevilen güzel. |
|
ÂRÂM-I DİL |
Sevgili, sevilen güzel. * Gönül rahatı. |
|
ARÂM-RÜBA |
f. Sıkıntı veren, istirahatı bozan, rahatı kaçıran. |
|
ARÂM-SAZ |
f. Yerleşen, oturan. |
|
ARÂM-SÛZ |
f. Huzuru bozan, rahatsızlık veren. |
|
ATA-BAHŞ |
f. Bahşiş veren. |
|
BAHS |
Kazmak. * Ayırmak. * Saçmak. * Birşey hakkında etrafiyle söz söyleyip hakikatı araştırma. Konuşulan şey. *
Teftiş. * Söz münazarası, muaraza, mübahese. * Bir mevzû hakkında tafsilât, açıklama. * İddialaşma. |
|
BAHS |
Noksanlık. Azlık. Nâkıs. Az. * Akarsu ile sulanmayıp yağmur suyu ile mahsül alınabilen tarla.* Zulüm.
İşkence. * Uzaklık. * Gümrük almak. * Göz çıkarmak. |
|
BAHŞ |
f. Bağış. Verme. İhsan. |
|
BAHŞ-I KALENDERÎ |
Cömertçe ihsan yapma, dağıtma. |
|
CAN-BAHŞ |
f. Hayat bağışlayan, can veren. Sevgili. Cenâb-ı Hak. Allah. |
|
CİLÂ-BAHŞ |
Parlaklık veren, parlatan. |
|
DÂD-BAHŞ |
f. Hakkı yerine getiren, adaletli. |
|