İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
boom-and-bust |
- {N} ani yükseliş ve düşüş
|
|
bust |
{bʌst}
- {N} büst, göğüs, başarısızlık, fiyasko, iflas, polis baskını, alem, cümbüş
- {V} bozulmak, bozmak, becerememek, sona ermek, vurmak, iflas etmek, iflas ettirmek, tartışmak, kırmak, patlatmak, tutuklamak, rütbe indirmek
|
|
go bust |
|
|
bust up |
- {V} arası bozulmak, sona ermek, başarısızlıkla sonuçlanmak
|
|
bust-up |
{'bʌst,ʌp}
- {N} tartışma, kavga, ağız kavgası
|
|
bust |
f.
i. k.dili patlamak, patlak vermek; iflâs etmek; patlatmak; mahvetmek, iflâs ettirmek; orduda rütbesini tenzil etmek; vurmak;
i. göğüs. bust; (argo) mahvolma, iflâs; slang top atma; içki âlemi. |
|
bust |
i. 1. göğüs. 2. büst. |
|
bust |
f. (
__ed/bust) k. dili 1. kırmak; bozmak; patlatmak. 2. tutuklamak. 3. girip aramak. 4. (askerin rütbesini) indirmek. 5. up (bir çift) boşanmak/birbirinden ayrılmak.
i. argo 1. tutuklama. 2. arama.
s. k. dili 1. kırık, kırılmış; bozuk, bozulmuş; patlak, patlamış. 2. iflas etmiş, sıfırı tüketmiş, topu atmış. |
|
bust a gut |
k. dili eşek gibi çalışmak. |
|
bust one´s ass |
kaba kıçını yırtmak, eşek gibi çalışmak. |
|
bust out of |
k. dili (bir yerden) sıvışıp kaçmak. |
|
bust-up |
i. k. dili boşanma; birbirinden ayrılma. |
|
go bust |
k. dili iflas etmek, sıfırı tüketmek, topu atmak. |
|
bust |
bust
b^st
İsim
* göğüs.
* büst. |
|
bust |
bust
b^st
Fiil, colloquial
* kırmak; bozmak; patlatmak.
* tutuklamak.
* girip aramak.
* (askerin rütbesini) indirmek.
* {up} (bir çift) boşanmak/birbirinden ayrılmak.
İsim
* tutuklama.
* arama.
Sıfat
* kırık, kırılmış; bozuk, bozulmuş; patlak, patlamış.
* iflas etmiş, sıfırı tüketmiş, topu atmış. |
|
bust a gut |
Konuşma dili
* eşek gibi çalışmak. |
|
bust one's ass |
vulgar
* kıçını yırtmak, eşek gibi çalışmak. |
|
bust out of |
Konuşma dili
* (bir yerden) sıvışıp kaçmak. |
|
bust-up |
bust-up
b^st'^p
İsim, Konuşma Dili
* boşanma; birbirinden ayrılma. |
|
go bust |
Konuşma dili
* iflas etmek, sıfırı tüketmek, topu atmak. |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
büst |
|
|
büst |
,-tü bust, a portrait sculpture. |
|
büst |
büst{ü}
* bust, a portrait sculpture. |
|
tutukla |
apprehend |
|
v.tutukla:adj.tutuklanan |
apprehended |
|
v.s_h|o_h.tutukla+e.sona erdir:n.tutuklama |
arrest |
|
v.o_h.tutukla+e.kır:n.büst |
bust |
|
v.o_h.tutukla+e.kır:adj.tutuklanan |
busted |
|
tutukla |
take into custody |
|
büst |
bust |
|
|
|