tin |
{tın}
- {A} kalay, teneke
- {N} kalay, teneke, konserve kutusu, para
- {V} kalaylamak, teneke kutuya koymak, konservelemek
|
|
|
tin |
i. 1. kalay. 2. teneke. 3. İng. teneke kutu, teneke.
f. (
tinned,
tinning) 1. kalaylamak, kalay tabakasıyla kaplamak. 2. İng. (bir şeyi) teneke kutu içine koymak, kutulamak.
s. teneke, tenekeden yapılmış. |
|
tin |
i.
f. (-ned, -ning)
s. kalay; teneke; İng. teneke kutu; (argo) para, (slang) mangır, mangiz;
f. kalaylamak; teneke kaplamak; teneke kutulara doldurmak;
s. tenekeden yapılmış. tin god tanrı gibi ululanan değersiz kimse. tin hat askerlere mahsus çelik başlık. tin lizzie A.B.D., (argo) T model Ford otomobil. tinpan alley şarkıcı ve şarkı bestecileri ile yayıncıları; bunların oturduğu semt. tin plate teneke kaplı çelik, saç. |
|
tin |
tin
tîn
İsim
* kalay.
* teneke.
British
* teneke kutu, teneke.
Fiil [D] tinned, tinning
* kalaylamak, kalay tabakasıyla kaplamak.
British
* (bir şeyi) teneke kutu içine koymak, kutulamak.
Sıfat
* teneke, tenekeden yapılmış. |
|
tin |
(-ned, -ning) kalay; teneke; (İng.) teneke kutu; |
|
|