İngilizce » Türkçe |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} gurur, kibirlilik, ağalık, azamet, övünç, iftihar, haysiyet, kıvanç, övünç kaynağı, izzetinefis, onur, şeref, kibir, kendini beğenmişlik, tafra, gösteriş, ihtişam, en parlak zaman, aslan sürüsü
|
|
|
pride |
i. 1. gurur, kıvanç, iftihar, övünç: He takes pride in his work. İşinden gurur duyuyor. 2. özsaygı, izzetinefis, onur, haysiyet, şeref, gurur. 3. gurur, kibir: His pride prevents him from admitting his mistake. Kibri, yanlışını kabul etmesine engel oluyor.
f. (kuş) tüylerini kabartmak. |
|
pride |
i.
f. gurur, kibirlilik, kibir, azamet, övünme, iftihar; iftihar edilecek şey; (eski) görkem, saltanat, debdebe; aslan sürüsü;
f. tüylerini kabartmak (kuş). pride oneself on something bir şey ile övünmek. pride of place en yüksek mevki. false pride boş gurur. humble ones pride birinin kibrini kırmak. take pride in (bir şey) ile iftihar etmek. |
|
pride |
pride
prayd
İsim
* gurur, iftihar, övünç:
take pride in one's work
işinden gurur duymak.
* kibir:
His pride prevents him from admitting his mistake.
Kibri, yanlışını kabul etmesine engel oluyor.
Fiil
* (kuş) tüylerini kabartmak. |
|
pride |
gurur, kibirlilik, kibir, azamet, övünme, iftihar; |
|
|
İngilizce » İngilizce |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
Pride |
A small European lamprey (Petromyzon branchialis); -- called also prid, and sandpiper. |
n. |
Pride |
The quality or state of being proud; inordinate self-esteem; an unreasonable conceit of one's own superiority in talents, beauty, wealth, rank, etc., which manifests itself in lofty airs, distance, reserve, and often in contempt of others. |
n. |
Pride |
A sense of one's own worth, and abhorrence of what is beneath or unworthy of one; lofty self-respect; noble self-esteem; elevation of character; dignified bearing; proud delight; -- in a good sense. |
n. |
Pride |
Proud or disdainful behavior or treatment; insolence or arrogance of demeanor; haughty bearing and conduct; insolent exultation; disdain. |
n. |
Pride |
That of which one is proud; that which excites boasting or self-gratulation; the occasion or ground of self-esteem, or of arrogant and presumptuous confidence, as beauty, ornament, noble character, children, etc. |
n. |
|
İngilizce » İspanyolca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} arrogancia (F), orgullo (M), amor propio (M), dignidad (F), soberbia (F), grupo (M), brío (M), apogeo (M)
|
|
|
İngilizce » Fransızca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} orgueil (M), amour-propre (M), fierté (F), arrogance (F), vanité (F), vertige (M), groupe d'animaux (M)
|
|
|
İngilizce » Rusça |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} гордость (F), чувство гордости, чувство собственного достоинства, предмет гордости, гордыня (F), спесь (F), заносчивость (F), самый: самое лучшее положение, самый: самое лучшее состояние, степень: высшая степень, расцвет (M), великолепие (N), прайд (M), стая (львов) (F), верх (M)
- {V} гордиться
|
|
|
İngilizce » İtalyanca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} superbia (F), orgoglio (M), vanità (F), fierezza (F), vanto (M), amor proprio (M), colmo (M), branco di leoni (M)
- {V} orgoglioso: essere orgoglioso
|
|
|
İngilizce » Arapça |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} خيلاء, اعتزاز, كبرياء, مفخرة, تيه, حب الذات, غرور, شعور بالفخر, تكبر, زهو, غطرسة, فخار, ازدراء, أبهة
- {V} اعتز, افتخر, تباهى ( بـ )
|
|
|
İngilizce » Portekizce |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
pride |
{praıd}
- {N} orgulho (M), altivez (F), arrogância (F), brio (M), dignidade (F), insolência (F), satisfação (F), soberba, ufania (F), vaidade (F), pompa
- {V} exultar, regozijar-se com, ufanar-se
|
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|