• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     
Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} bitmiş, sona ermiş
  • {ADV} fazla, aşırı, çok fazla, gereğinden fazla, aşkın, iyice, adamakıllı, tekrar, daha, yine, öte, öteye, ötede, üstünde, tepesinde, tersine, altını üstüne, üzerine, başkasına, her yerinden, her yerine, kalan, geçkin
  • {PREP} fazla, çok, aşırı, yüksek, üstün, üstünde, üzerinde
over edat,

z.

s.

i. üzerinde, üstünde; üzerine, üstüne; yukarısına; yukarısında; bütün (zaman); karşıdan karşıya, karşıya kasma, öbür tarafına; boyunca;

z. yukarıda;karşı tarafa, karşı tarafta; fazla, artık;tama- men, baştan başa; tekrar, yine;

s. bitmiş, son bulmuş; öbür taraftaki; üstteki, yukarıki; üstün; aşırı, fazla;

i. artan şey, ek. over again bir daha. over against karşısına, karşısında. over and above -den fazla, -dan başka. over and over tekrar tekrar, üst üste, birbiri arkasından. over the barrel A.B.D., k.dili çaresiz durumda. over there orada, ta ötede. be over with bitmiş veya bitirmiş olmak. fall over düşmek, devrilmek. Its all over. Her şey bitti. make over üstüne devretmek. pay over money. para ödemek. play over tekrar çalmak veya oynamak. roll a stone over bir taşı yuvarlayıp tersine çevirmek. The water is running over. Su taşıyor. Run over to the neighbors. Bir koşu komşulara git. run over a man birini çiğnemek, adam ezmek (otomobil). talk over müzakere etmek. talk over the phone te- lefonla konuşmak. There are three left over. Üç tane kaldı. tip a boat over sandalı alabora etmek. turn over çevirmek, altüst etmek, devirmek; teslim etmek, havale etmek. win over taraftarlığını kazanmak.
over önek üstün, üstünde; asağıya doğru; fazla, bütün bütün.
over z.
1. -e, -e doğru (Bir yerden başka bir yere/tarafa doğru yapılan/olan bir hareketi belirtir.): He ran over to the tree. Ağaca doğru koştu. Let´s swim over to the other side. Karşı tarafa yüzelim. He suddenly fell over. Birdenbire yere düştü. He knocked the table over. Masayı devirdi.
2. Birinin/Bir şeyin başka bir yerde bulunduğunu gösterir: She lives over in Bakırköy. Bakırköy´de oturuyor. It´s only two blocks over from here. Buradan ancak iki blok ötede.
3. Misafir olarak bir yere gidişi/çağrılmayı gösterir: Come over this evening! Bu akşam bize gel!
4. üzerinde, üstünde: Only those who are twenty-one years of age or over will be admitted. Ancak yirmi bir yaşındakiler veya yirmi bir yaşın üzerindekiler girebilir. You´re one second over. Gereken zamanı bir saniye aştın.
5. tekrar, yeniden, bir daha, yine: You´ll have to do it over. Onu tekrar yapman lazım.
6. iyice, dikkatli bir şekilde: We need to talk this over. Bunu iyice konuşmamız gerek. Think it over. Bunu iyice düşün. edat
1. üstünde, üzerinde; üstünden, üzerinden; üstüne, üzerine: It was suspended over the heads of the audience. Dinleyicilerin üstünde asılı duruyordu. We´re now flying over the Sea of Marmara. Şu an Marmara Denizi´nin üzerinden uçuyoruz. Don´t lean over the railing! Korkuluktan aşağı sarkma!
2. -den fazla, -den çok, -in üstünde, -i aşkın: It costs over twenty million liras. Fiyatı yirmi milyon liradan fazla. He´s lived there for over sixty years. Orada altmış yılı aşkın bir süre oturdu.
3. üzerine, üstüne: She threw a shawl over her shoulders. Omzuna bir şal attı. He pulled the quilt over his head. Yorganı başının üstüne çekti.
4. -in (her) yerinde/tarafında; -in (her) yerine/tarafına: They´re found all over Italy. İtalya´nın her yerinde bulunur.
5. aracılığıyla, -de, -den: We talked over the telephone for two hours. İki saat telefonda konuştuk. I heard it over the radio. Onu radyodan duydum.
6. -in öte tarafında: The village lies over that hill. Köy o tepenin ötesinde.
7. boyunca, süresince: A lot has happened over the past ten years. Son on yıl içinde epey şeyler oldu.
8. (bir sürenin) sonuna kadar: Stay with us over Sunday and then leave on Monday. Pazar günü bizde kal; pazartesi sabahı gidersin.
9. hakkında, ile ilgili: They fell out over that piece of land. O toprak parçası yüzünden anlaşmazlığa düştüler.
10. (belirli bir şeyi yapar) iken: We´ll talk about it over lunch. Onu öğle yemeğinde konuşuruz.

s. fazla, fazladan: After paying her rent she was left with nothing over. Kirasını ödedikten sonra kendisine hiçbir şey kalmadı.
over o.ver o'vır Zarf * -e, -e doğru [(Bir yerden başka bir yere veya tarafa doğru yapılan veya olan bir hareketi belirtir.):] He ran over to the tree. Ağaca doğru koştu. Let's swim over to the other side. Karşı tarafa yüzelim. He suddenly fell over. Birdenbire yere düştü. He knocked the table over. Masayı devirdi. * [Birinin/Bir şeyin başka bir yerde bulunduğunu gösterir:] She lives over in Kozyatağı. Kozyatağı'nda oturuyor. It's only two blocks over from here. Buradan ancak iki blok ötede. * [Misafir olarak bir yere gidişi veya çağrılmayı gösterir:] Come over this evening! Bu akşam bize gel! * üzerinde, üstünde: Only those who are twenty-one years of age or over will be admitted. Ancak yirmi bir yaşındakiler veya yirmi bir yaşın üzerindekiler girebilir. You're one second over. Gereken zamanı bir saniye aştın. * tekrar, yeniden, bir daha, yine: You'll have to do it over. Onu tekrar yapman lazım. * iyice, dikkatli bir şekilde: We need to talk this over. Bunu iyice konuşmamız gerek. Think it over. Bunu iyice düşün. partical * üstünde, üzerinde; üstünden, üzerinden; üstüne, üzerine: It was suspended over the heads of the audience. Dinleyicilerin üstünde asılı duruyordu. We're now flying over the Sea of Marmara. Şu an Marmara Denizi'nin üzerinden uçuyoruz. Don't lean over the railing! Korkuluktan aşağı sarkma! * -den fazla, -den çok, -in üstünde, -i aşkın: It costs over a million liras. Fiyatı bir milyon liradan fazla. He's lived there for over sixty years. Orada altmış yılı aşkın bir süre oturdu. * üzerine, üstüne: She threw a shawl over her shoulders. Omzuna bir şal attı. He pulled the quilt over his head. Yorganı başının üstüne çekti. * -in (her) yerinde/tarafında; -in (her) yerine/tarafına: They're found all over France. Fransa'nın her yerinde bulunur. * aracılığıyla, -de, -den: We talked over the telephone for an hour. Bir saat telefonda konuştuk. I heard it over the radio. Onu radyodan duydum. * -in öte tarafında: The village lies over that hill. Köy o tepenin ötesinde. * boyunca, süresince: A lot has happened over the past ten years. Son on yıl içinde epey şeyler oldu. * (bir sürenin) sonuna kadar: Stay with us over Sunday and then leave on Monday. Pazar günü bizde kal; pazartesi sabahı gidersin. * hakkında, ile ilgili: They fell out over that piece of land. O toprak parçası yüzünden anlaşmazlığa düştüler. * (belirli bir şeyi yapar) iken: We'll talk about it over lunch. Onu öğle yemeğinde konuşuruz. Sıfat * fazla, fazladan: After paying her rent she was left with nothing over. Kirasını ödedikten sonra kendisine hiçbir şey kalmadı.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
over ovarium
over ovary
over ovarium [med.]
over ovary [med.]

İngilizce » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Over Dinle!
Above, or higher than, in place or position, with the idea of covering; -- opposed to under; as, clouds are over our heads; the smoke rises over the city.
prep.
Over Dinle!
Across; from side to side of; -- implying a passing or moving, either above the substance or thing, or on the surface of it; as, a dog leaps over a stream or a table.
prep.
Over Dinle!
Upon the surface of, or the whole surface of; hither and thither upon; throughout the whole extent of; as, to wander over the earth; to walk over a field, or over a city.
prep.
Over Dinle!
Above; -- implying superiority in excellence, dignity, condition, or value; as, the advantages which the Christian world has over the heathen.
prep.
Over Dinle!
Above in authority or station; -- implying government, direction, care, attention, guard, responsibility, etc.; -- opposed to under.
prep.

İngilizce » İspanyolca İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} superior, terminado, sobrante, sobra: de sobra
  • {ADV} encima: por encima, encima, arriba: de arriba, arriba, arriba: por arriba
  • {PREP} través: a través de, encima de

İngilizce » Fransızca İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} fini
  • {ADV} dessus, partout, encore
  • {N} série de six balles (F)
  • {PREP} sur, par-dessus, côté: de l'autre côté, plus de, dessus: au-dessus de, près: tout près, jusqu'à, cours: au cours de, pendant, tout droit, côté: de son côté

İngilizce » Rusça İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} верхний, вышестоящий, излишний, избыточный, чрезмерный, оконченный
  • {ADV} вновь, относительно, сверх, снова, еще раз, вдобавок, свыше, слишком, чересчур, чрезмерно
  • {N} излишек (M), приплата (F), перелет (M), переход на прием [радио]
  • {PREP} надо, над, на, чрез, через, сторона: по ту сторону, за, у, при, по, поверхность: по всей поверхности, поверх, относительно, касательно, вокруг, посредством, течение: в течение, свыше, выше, больше, обо, о

İngilizce » Almanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} übrig, dahin, Ende: zu Ende
  • {ADV} hinüber, herüber, drüben, aus, Ende: zu Ende, ganz und gar, vorbei, übermäßig, allzu, übrig
  • {PREP} über, in, während

İngilizce » İtalyanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} attraverso, terminato, finito
  • {ADV} completamente, sopra: di sopra, al di sopra, eccessivamente, troppo, più: di più, oltre, cima: da cima a fondo
  • {PREP} su, sopra, al di sopra di, più di, attraverso a, al di là di, oltre, durante, riguardo a, lungo, confronto: nei confronti di, per

İngilizce » Çince (Simpl.) İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} 外部的, 上面的, 外面的
  • {ADV} 太, 过度, 开外
  • {N} 多余, 剩余, 余额
  • {PREP} 在 ... 之上, 以上, 以外

İngilizce » Çince (Trad.) İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} 上面的, 外部的, 外面的
  • {ADV} 太, 過度, 開外
  • {N} 多余, 餘額, 剩餘
  • {PREP} 以上, 在 ... 之上, 以外

İngilizce » Arapça İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {ADV} فوق, على طول, في كل مكان, خلال
  • {N} زيادة, فوق
  • {PREP} فوق, بالقرب, حتى, خلال, على الجانب الآخر من, على طول كذا, إلى جانبه, عن طريق

İngilizce » Portekizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} excedente, superior, externo, excepcional
  • {ADV} demasiado, sobre, acima de, através, cima: por cima, dentro: de dentro para fora, lado: de um lado a outro, além de
  • {N} sobra, excesso (M), saldo (M), tiro longo, série de bolas jogadas
  • {PREP} excessivo, remanescente, não acabado, começo: de começo a fim, lado: do outro lado, parte: por toda parte, mais que, durante, respeito: a respeito de, virado, acima, superior

İngilizce » Yunanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
over Dinle! {'əʋvər}
  • {A} τελειομένος
  • {ADV} αποπάνω, υπεράνω, πάρα πολύ, πλέον
  • {PREP} από πάνω, υπέρ, επί, πέρα

Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)