zengin >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

zengin	{A} affluent, bonanza, chip: in the chips, endowed: well-endowed, fertile, generous, money: in the money, moneyed, opulent, propertied, prosperous, rich, wealthy, well-heeled

zengin	1. rich, wealthy, affluent, opulent. 2. rich, productive, fertile. 3. rich in, abounding in, amply supplied with: zengin bir kitaplık a library which contains a large collection of books. zengin bir dil a language with an extensive vocabulary. zengin bir altın damarı a rich vein of gold. 4. rich, sumptuous, costly and gorgeous. 5. rich person. zenginin malı, züğürdün çenesini yorar. proverb A rich man´s wealth is a constant topic of conversation for a poor man.
zengin	* rich, wealthy, affluent, opulent. * rich, productive, fertile. * rich in, abounding in, amply supplied with: zengin bir dil a language with an extensive vocabulary. * rich, sumptuous, costly and gorgeous. * rich person.
zengin	opulent
zengin	rich

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

birden zengin olan	{A} upstart
birden zengin olan kimse	{N} upstart
bok gibi zengin	{A} stinking rich
daha zengin	{A} better off
eğlence hayatına düşkün zengin erkek	{N} playboy
eğlence meraklısı zengin kız	{N} playgirl
lüks ve şehre uzak zengin banliyöleri	{N} exurbia
sonradan olma zengin	{N} new-rich
şehir dışındaki zengin siteleri	{N} exurbia
tahıl bakımından zengin	{A} corny
toprak sahibi zengin çiftçi	{N} kulak
yaşlı ve zengin sevgili	{N} sugar daddy
yeni zengin	{A} new-rich {N} new-rich, nouveau riche, upstart
zengin adam	{N} dives
zengin arazi sahibi	{N} acre: man of broad acres
zengin bir ailenin çocuğu olarak doğmak	{V} born: be born into a rich family
zengin biriyle evlenmek	{V} fortune: marry a fortune
zengin cimri	{N} moneybags
zengin dekorlu piyes	{N} extravaganza
zengin dul kadın	{N} dowager