İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
yellow |
{'jeləʋ}
- {A} sararmış, sarı, korkak, kıskanç, sansasyon yaratan
- {N} sarı, sarılık
- {V} sarartmak, sararmak
|
|
|
yellow |
s.i.f. sarı renkli; rengi sararmış; k.dili. korkak, alçak, namussuz; heyacan yaratan (gazete); kıskanç;
i. sarı boya, yumurta sarısı; çoğ., tıb. sarılık; çoğ.(eski)kıskaçlı, haset;
f.sararmak, saratmak. yellow atrophy tıb. karaciğeri sarartan tehlikeli bir hastalık. yellow dog it aşağılık kimse. yellow-dog contract kontrat süresince sendika ile ilişkisi olmayacağına söz vermek. yellow fever sarı humma. yellow jack karantina alameti olan sarı humma. yellow jacket yaban arısı. yellow journalism aşağı cinsten gazetecilik,yaygaracı gazetecilik. yellow peril sarı ırkın dünyayı istila edceği farz olunan tehlike. yellow race sarı ırk, mongolit ırkı. yellow streak korkaklık eğilimi. yellowish
s. sarımtırak. yellowness
i. sarılık. |
|
yellow |
s. 1. sarı, sarı renkli. 2. k. dili ödlek, korkak.
i. 1. sarı, sarı renk. 2. yumurta sarısı.
f. sararmak; sarartmak. |
|
Yellow |
Sarı |
|
yellow |
yel.low
yel'o
Sıfat
* sarı, sarı renkli.
Konuşma Dili
* ödlek, korkak.
İsim
* sarı, sarı renk.
* yumurta sarısı.
Fiil
* sararmak; sarartmak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
yellow jack |
- {N} karantina bayrağı, sarıhumma, karantina flaması
|
|
yellow mallow |
|
|
yellow ocher |
- {N} okra: sarı okra, boya: sarı toprak boyası
|
|
the yellow peril |
- {N} sarı ırkın egemenliği tehlikesi
|
|
primrose yellow |
|
|
the yellow race |
|
|
the sear and yellow leaf |
|
|
yellow soap |
|
|
sulfur yellow |
|
|
sulphur yellow |
|
|
Which team is wearing the yellow uniform? |
- {PHR} takım: Hangi takım sarı forma giyiyor?
|
|
bright yellow |
|
|
go yellow |
|
|
I'm looking for something in yellow. |
- {PHR} sarı: Sarı bir şey arıyorum.
|
|
turn yellow |
|
|
yellow-dog |
- {A} korkak, ödlek, soysuz, adi, sendika karşıtı
- {N} melez köpek, soysuz köpek, it herif
|
|
yellow earth |
|
|
yellow fever |
|
|
yellow hammer |
{'jeləʋ,hæmər}
|
|
yellow metal |
{'jeləʋ,metəl}
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
orange yellow |
1. a shade of yellow tinged with orange. |
|
yellow pine |
1. hard yellowish wood of a yellow pine any of various pines having yellow wood. |
|
|
|