splutter |
{'splʌtər}
- {N} tükürükler saçarak konuşma, konuşurken tükürükler saçma, öfkeyle saçmalama, saçma sapan konuşma, cızırtı, çıtırtı
- {V} tükürükler saçarak konuşmak, cızırtı yapmak, konuşurken tükürükler saçmak, çabuk ve anlaşılmaz konuşmak, boğulmak (motor), cızırdamak, çıtırdamak, mürekkep akıtmak, akmak (kalem), sıçramak, fışkırtmak, saçmak, sıçratmak
|
|
|
splutter |
f.
i. cızırdamak; şaşkınlıktan karmakarışık şeyler söylemek;
i. cızırtı; ipe sapa gelmez lakırdı, boş laf. |
|
splutter |
f. (öfkeden/şaşkınlıktan) tükürür gibi konuşmak/tükürür gibi (bir şeyler) söylemek. |
|
splutter |
splut.ter
spl^t'ır
Fiil
* (öfke veya şaşkınlıktan) tükürür gibi konuşmak veya tükürür gibi (bir şeyler) söylemek. |
|
splutter |
cızırdamak; şaşkınlıktan karmakarışık şeyler söyle |
|
|