• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
young Dinle! {jʌŋ}
  • {A} genç, küçük, acemi, yeni
  • {N} küçük, yavru
young s.
1. genç.
2. körpe.

i.
young s.

i. genç, küçük; taze; çocuk olan, yavru;

i. yavru, yavrular. young blood gençlik. with young gebe.
young young y^ng Sıfat * genç. * körpe. İsim ·[bakınız] "the young"
young genç, küçük; taze; çocuk olan, yavru; yavru, yavr

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
heavy with young
  • {A} gebe (hayvan), hamile (hayvan)
young shaver
  • {N} erkek çocuk
young Turks
  • {N} İttihatçılar, Türkler: jön Türkler
the young
  • {N} gençler, gençlik
with young
  • {A} hamile, gebe
young ambition
  • {N} gençlik hevesi
young animal
  • {N} yavru
young generation
  • {N} gençlik
young in one's job
  • {A} acemi
young lady
  • {N} genç kız
young-looking {'jʌŋlu:kıŋ}
  • {A} genç görünümlü
young love
  • {N} gençlik aşkı
young man
  • {N} delikanlı, genç
the young gençler.
young and old herkes. ´´How old will Emre, who was born on 1 January 2000, be on 1 January 2050?´´ ´´He will be fifty years old.´´ ´´1 Ocak 2000´de doğan Emre, 1 Ocak 2050´de kaç yaşında olacak?´´ ´´Elli yaşına basmış olacak.´´
the young * gençler.
young and old * herkes.
young's modulus elastikiyet katsayısı
young's modulus young zorlanım ölçüsü
young adult genç erişkin

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
young zorlanım ölçüsü young's modulus
young zorlanım ölçüsü young's modulus [tech.]