Osmanlıca » Türkçe |
Yukarı |
KABİL |
Kabul eden. Olabilir, istidatlı, mümkün olan, önde ve ileride olan. |
|
|
KABİL |
Gibi, türlü, biraz evvel, az önce. Aşikâr. İleri gelen. Kabul eden. * Sınıf, nevi, soy. * Kefil. * Birbirine muhalif
kavimden üç beş kişi. |
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
GAYR-I KABİL |
Mümkün ve kabil değil, imkânsız. Mümkün olmayan, olamaz. |
|
KABİL-İ EMÂNET |
İnsan. |
|
KABİL-İ GAYR-İ TELAKKUH |
Gebeliği mümkün olmayan. |
|
KABİL-İ HİTAB |
Sözden anlar. Kendisi ile konuşulabilir olan kimse. |
|
KABİL-İ İNKİSAR |
Kolaylıkla kırılabilir şeyler, kırılması kolay olan nesneler. |
|
KABİL-İ KIYAS |
Düşünülebilen, ölçülebilen, kabul edilebilir olan. |
|
KABİL-İ NESH |
Kaldırılması, iptal edilmesi mümkün olan. |
|
KABİL-İ TEMYİZ |
Huk: Temyiz mahkemesinde görülebilecek olan dâvalar. |
|
NA-KABİL |
f. Mümkün olmayan. Kabil olmayan. * Câhil, kabiliyetsiz. |
|
|
|