• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Türkçe » İngilizce Yukarı
geniş
  • {A} wide, broad, capacious, vast, extensive, comprehensive, obtuse, extended, large, open, roomy, spacious, walk-in, ample, commodious, cosmic, cosmical, expansive, full, splay
  • {ADV} broadly
geniş
1. wide, broad.
2. spacious, extensive, vast, expansive.
3. carefree.

__ açı geom. obtuse angle.

__ bir nefes almak to breathe a sigh of relief.

__ fikirli broad-minded, liberal.

__ gönüllü tolerant.

__ kapsamlı comprehensive; all-inclusive.

__ mezhepli excessively tolerant, free and easy (in his/her sexual mores).

__ ölçüde on a vast scale.

__ tutmak /ı/ to do (something) taking every contingency into account.

__ ünlü ling. broad vowel.

__ yürekli carefree, happy-go-lucky, easygoing.

__ zaman gram. simple present tense, aorist.

__ zaman ortacı gram. present participle.
geniş * wide, broad. * spacious, extensive, vast, expansive. * carefree.
geniş large
geniş ample

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
baseni geniş
  • {A} beam: broad in the beam
çevresi geniş
  • {A} well-connected, sociable
geniş çukur
  • {N} Rhine
dağarcığı geniş
  • {A} copious
dalları geniş ve karşılıklı olan
  • {A} brachiate
dar anlamlı bir sözcüğü geniş anlamda kullanma
  • {N} synecdoche
en geniş anlamı ile açıklamak
  • {V} maximize
geçmiş zaman yerine kullanılan geniş zaman
  • {N} historical present
Bunlar çok geniş.
  • {PHR} wide: These are too wide.
geniş açı
  • {N} angle: obtuse angle
geniş açılı
  • {A} obtuse-angled, periscopic, wide-angle
geniş alan
  • {N} expanse, sweep
geniş bakış açılı
  • {A} panoramic
geniş bakış açısı
  • {N} perspective
geniş bardak
  • {N} beaker
geniş başlı çivi
  • {N} clout nail
geniş biçimde
  • {ADV} commodiously
geniş bilgi
  • {N} wide knowledge
geniş bir alanı kapsayan
  • {A} sweeping
geniş cadde
  • {N} boulevard