İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
stuck |
bak. stick;
s. saplanmış; sıkışmış; takılmış; yapışmış. stuck on k.dili. âşık, tutkun, vurgun. get stuck saplanmak; yolda kalmak; batmak. |
|
|
stuck |
f. bak. stick 2. |
|
stuck |
stuck
st^k
Fiil
·[bakınız]
"stick" |
|
stuck |
(bak.) stick; saplanmış; sıkışmış; takılmış; yapı |
|
stuck |
v.sapla:adj.çıkmazda |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
stuck fast |
- {A} kötü takılmış, sıkışmış
|
|
be stuck |
- {V} çakılıp kalmak, çıkamamak, saplanmak, sıkışmak, tutulmak
|
|
be stuck for |
- {V} eksikliğini çekmek, karşılayamamak
|
|
be stuck on |
- {V} aşık olmak, bağlanmak, tutulmak, vurulmak
|
|
be stuck with |
|
|
stuck-up |
{,stʌk'ʌp}
- {A} kendini beğenmiş, kibirli, burnu havada
|
|
stuck up |
1. azametli. |
|
stuck-up |
s. k. dili burnu havada olan, kendini beğenmiş. |
|
get stuck |
* {in} (çamur, kum v.b.'ne) saplanıp kalmak.
* {in} (bir yerde) sıkışıp kalmak.
* {on} -e yapışıp kalmak.
* bir problemin içinden çıkamamak, çıkmaza girmek.
* {with} (külfet sayılan bir iş veya istenilmeyen biri) (birinin) başına kalmak.
* {on} (birine) tutulmak, âşık olmak. |
|
stuck-up |
stuck-up
st^k'^p
Sıfat, colloquial
* burnu havada olan, kendini beğenmiş. |
|
get stuck |
saplan |
|
got stuck |
saplan |
|
gotten stuck |
saplan |
|
stuck up |
azametli |
|
be stuck |
çakılıp kalmak, çıkamamak, saplanmak, sıkışmak, tutulmak |
|
be stuck for |
eksikliğini çekmek, karşılayamamak |
f. |
be stuck on |
aşık olmak, bağlanmak, tutulmak, vurulmak |
f. |
be stuck with |
üstlenmek, yüklenmek |
f. |
stuck up |
kendini beğenmiş, kibirli, burnu havada |
|
stuck fast |
kötü takılmış, sıkışmış |
s. |
|
|