• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
BİLÂ-BEDEL Bedelsiz. Ücretsiz, meccanen.

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
BEDEL (C.: Bedelât) Elde ve ayakta olan zahmet ve ağrı. * Karşılık. Bir şeyin yerine verilen ve yerini tutan şey. İvaz. * Başkasının adına hacca giden. * Gr: Söz esnâsında bir şeyi sıfatı veya vasfı ile beraber söylersek ve fakat kasdımız o şeyin vasfı veya sıfatı değil de zâtı olursa, zikredilen sıfat veya vasfa " bedel" denir." Kardeşin Ahmedi gördüm" derken, kasdedilen kardeşin değil Ahmet'in kendisidir. İşte bu sözde "kardeşin" kelimesi "Ahmet"in" bedel'i olur.
BEDEL-İ FERAG Huk: Arazi-i emiriye ve icareteynli vakıf gayr-i menkullerinin tasarruf haklarının devredilmesi karşılığı alınan bedeldir.
BEDEL-İ İCAR Huk: Arazi hukukunda tasarruf hakkı mukabilinde verilen emsâline uygun peşin para.
BEDEL-İ MÜSEMMA Huk: Akidde belirlenen bedel.
BEDEL-İ NAKDÎ Eskiden fiili askerlik hizmeti yerine belli bir miktarda para verilmesi usülü idi.
BEDEL-İ NÜZÛL Tar: Osmanlı İmparatorluğu devrinde askerlerin bir yere konaklamasında yapılacak olan masraflar için alınan vergi.
BEDEL-İ ÖŞR Huk: Arazi-i emiriye üzerinde bina yaparak veya meyvesiz ağaç dikerek koru haline koyma sebebiyle öşre bedel alınan kira.
BEDEL-İ RAKABE Huk: Kölenin sahibi tarafından azad edilmesi için, şahsı yerine geçen kıymeti veya nefsi karşılığında vermeyi kabullendiği ıtk veya kitabet akçesi.
BİLÂ Olmayarak, sahib olmıyan "...sız,...siz" mânâları yerine kullanılan edattır. Kelimenin başına getirilerek menfi mânâ hasıl olur.
BİLÂ-ADDİN f. Sayısız. Adetsiz.
BİLÂ-FAİZ Fâizsiz.
BİLÂ-FASILA Fâsılasız, aralıksız, durmadan.
BİLÂ-İSTİSNA İstisnâsız, ayırt etmeksizin.
BİLÂ-KAYD U ŞART Kayıtsız şartsız.
BİLÂ-SEBEB Sebepsiz.
BİLÂ-TEEMMÜL Düşünmeden. Düşünmeksizin. Dikkatli olmadan.
BİLÂ-TEVAKKUF Durmadan, tereddüt etmeden.
BİLÂ-UDUL Dönmeden, sapmadan. Udul etmeden.
BİLÂ-ÜCRET Parasız, ücretsiz.
BİLÂ-VASITA Vasıtasız. Araya biri girmeden, doğrudan doğruya.